Aşağıdaki yazı İlhan Küçükbiçmen’in “ANADOLU’DA BİLİMİN AYAK İZLERİ” kitabından alıntıdır. Sayfa 68

“Dünya Kız Çocukları Günü 11.10.2013”. Kitabı yazarken, bir ara az soluklanıp hem dinlenmek hem de konuyu biraz kafamda dağıtmak amacıyla, internetteki gazete haberlerine göz atmak istedim.

Radikal’in sayfasına girince, ABD Başkanı Obama ile ilgili gözüme “Malala Beyaz Saray’da” başlıklı bir haber ilişti. Haberi okuyunca, o güne kadar ilk defa duyduğum “Dünya Kız Çocukları Günü” cümlesini okudum. İnanın çok sevindim.

Tüm dünyada ama en çok da İslam coğrafyasında bulunan (bazı) kız çocuklarının, diğer bir deyişle masum yavrularımızın, zaman zaman ne tür bir cehennem hayatı yaşadıklarını görüyoruz. Evlerinin en ücra köşelerine acımasızca nasıl itildiklerini, bilgiden, eğitimden nasıl mahrum bırakıldıklarını, ne yazık ki başlık parası kadar değeri olduklarını, bulaşık ve çamaşır leğenleri arasında ömür sürdüklerini, namus korkusu ve kaygısıyla sokaklarını bile zor gördüklerini, çoğumuz, gazetelerde hemen her gün okuyor, televizyonlarımızdan, olanları hüzünle seyrediyor, üzerine filmler yapıyoruz.

Bu korunmaya muhtaç yavruların, içimizden, adı maalesef “erkek” diye anılan, ismi konulmamış bazı canavarların tecavüzüne uğradıklarına, sonra da adına “töre cinayeti” dedikleri ölümlerine veya “intihar” çıkmazına sürüklendiklerine hepimiz, yüreğimiz parçalanarak ama çoğu kez seyirci olma çaresizliği veya zavallılığı içinde şahit oluyoruz.

Umarım bu çok anlamlı gün, onların acılarına ve sorunlarından kurtulmalarına azıcık merhem olur. Konunun esası ise, Pakistanlı Malala Yusufzay isimli küçük bir kızla ilgiliydi. Pakistan’da, kız çocuklarının eğitim hakkı için mücadele eden ve bu çerçevede kampanya yürüten 16 yaşındaki idealist Yusufzay, geçen yıl okul otobüsündeyken, Taliban militanları tarafından kendisine düzenlenen silahlı saldırıda ağır yaralanmış ve sonra İngiltere tarafından üstlenilerek Londra’da tedavi edilmişti.

Geçtiğimiz günlerde bu yavrucak, Avrupa Parlamentosu’nun, her yıl insan hakları alanında verdiği “Sakharov” ödülüne layık görülmüştü.

Bugün Başkan Obama ve eşinin, Beyaz Saray’da ağırladığı görüşmede Malala’ya, ülkesinde kız çocuklarının da eğitim görmesi için ilham verici ve tutkulu çalışmasından dolayı teşekkür ettiği kaydedildi. Umarım bizim ülkemiz de bu örnek ve idealist kızımızı pas geçmez ve mütevazı bir ödüle layık bulur. Bekleyip göreceğiz!

Not (1): 2014 Ekim ayında Nobel komitesi, Malala’yı, “2014 Nobel Barış Ödülü’ne” layık görmüş.

Not (2): Aradan 11 yıl geçti ve 2024 yılına ulaştık. Aklıma, Diyarbakır’ın bir köyünde, muhtemelen kendi aile bireylerinden birisi tarafından canavarca katledilen ve yaklaşık 2 aydır katili hala bulunamayan minik yavrumuz “Narin” geldi…