Ankara sokakları, bu ülkenin bambaşka izlerini taşır aslında…
Tarihi, yaşadıkları, anıları ile bu kent bir Başkent’in ötesinde bir kitaptır sanki. Her gün yürüdüğünüz cadde ve sokaklara bir gün merakla bakmayı başarırsanız, size ince ayrıntılarda saklı olan hikayelerini sunacaktır.
**
Bir işimi halletmek için yürümeye başladığım Kumrular Caddesi, keyifli bir seyahate dönüştü geçenlerde. Bu hikayenin baş kahramanları ise cadde boyunca bana eşlik eden Anıt Ağaç’lardı.
Güvenpark’tan Necatibey’e kadar ilerleyen Kumrular Caddesi’nde devasa boyuttaki bu ağaçların üzerindeki künyeler dikkatimi çekti ilk önce. Es geçmedim, durdum bu künyeleri inceledim.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yerleştirildiği görülen künyenin üzerinde ANIT AĞAÇ yazısı bu ağaçlara daha farklı bakmamı sağladı. Türünün Londra çınarı olduğunu öğrendikten sonra, yıllar boyunca neler gördüğünü düşünmüş olmak içimi ısıttı.
Devasa büyüklükte bu Anıt Ağaçların altında durmanın, bir büyüğün kanatlarının altında olmak gibi bir hissi vardı.
Yol boyunca bu Londra Çınarları eşlik etti bana. Daha önceden Kumrular Caddesi’nde bu denli keyifle yürümediğimi fark ettim. Küçüklüğümden beri gördüğüm bu ağaçlar, ‘Anıt Ağaç’ yazısı ile birlikte dedelerim, ninelerim olmuştu. Sevindim. Gülümsedim.
**
Anıt Ağaç ne demekti peki?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bu ağaçların tanımını kendi sitesinde şu şekilde yapıyor:
“Anıt ağaçlar, doğanın kendilerine bahşettiği uzun ömürlerinden ötürü geçmişi geleceğe bağlayan değeri tartışılmaz zenginliklerimizdendir. Türkiye hem kültürel hem de bilimsel değerleri oldukça yüksek korunan ya da korunması gerekli birçok doğal zenginliğe sahiptir. Bunlar arasında anıt ağaçlar en az ilgiyi görenlerdendir. Doğada yaşayan en yaşlı ama sessiz tarihçiler olan anıt ağaçlar geçmiş döneme ait birçok doğal olaya ilişkin kesin bilgiler edinmemizde bize yardımcı olurlar. Ayrıca bu yaşlı ağaçlarla kültürel olayları ilişkilendirmek mümkündür.”
Sessiz tarihçiler…
Anıt ağaçlara duyulan ilginin az olduğunun yazılmış olması ise kalbimi cız ettirdi. Ben de kendi içimde, bu yaşlı ağaçlara hak ettiği ilgiyi vermeye karar verdim. Artık Kumrular Caddesi, benim için ‘işlerin halledildiği’ bir sokaktan ziyade, büyüklerimin oturduğu köy evi gibi oldu.
Bu sebeple Kumrular’a her gidişimde, Anıt Ağaçların yanından geçerken aceleyi bir kenara atarak, onlara doya doya bakarak yürüyeceğim. Geniş gövdelerine dokunarak, bizlerin ve bu ülkenin hayatına eşlik ettikleri için içten bir teşekkür edeceğim.
Eğer sizler de yakın zamanda Kumrular’a yolunuz düşerse, bu yaşlı ağaçların yürüyüşünüze eşlik etmesinin keyfini çıkarın!