Dünya genelinde, ülkelerin farklı köşelerinde, şiddet olayları ne yazık ki her gün gündeme gelmeye devam ediyor. Fiziksel veya sözlü hiç fark etmez şiddet, toplumumuzun en derin yaralarından biri olmaya devam ediyor. Özellikle son günlerde kadın cinayetleri, ülkemizin gündeminde büyük bir yer tutuyor.
Son olarak, İstanbul’da Ayşenur ve İkbal adındaki iki genç kızın vahşice katledilmesi, tüm ülkede büyük bir yankı uyandırdı. Ayşenur’un evinde, İkbal’in ise Edirnekapı surlarında başı gövdesinden ayrılarak öldürülmesi, tepkilere neden oldu. Şahıs, işlediği korkunç cinayetlerin ardından intihar ederek kendi hayatına da son vermişti. Yaşanan olayların ardından ülkemizin dört bir yanında vatandaşlar sokaklara çıkarak, kadın cinayetlerini ve caydırıcı cezaların yetersiz olmasını protesto etti. Bazı vatandaşlar ise sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla durumu tepki gösterdiler.
Son dönemlerde yaşanan bu olayların ardından kadınlar bir nebzede olsa dışardan gelen tehditlere karşı, kendilerini koruyabilmek adına yanlarında taşıyabilmek için, biber gazı ve elektroşok cihazları gibi ürünlere yönlendi. Fakat, talebin olduğunu gören firmalar, ürünlerine yüzde yüz zam yaparak kadınlara bir şok daha yaşattılar. Firmaların yaptıkları zamlar, kadınların can güvenliği kaygısına tuz biber eklemiş oldu. Vicdanını, merhametini bir kenara bırakarak para hırsına bürünen insanlarla karşılaşan kadınlar, insanlığın bittiği noktayı bir kez daha görmüş oldu. Bu durum sadece işletmecilerin ekonomik kaygısını yansıtmıyor. Bu durum, toplumsal çürümenin en büyük örneğidir.