Önce “Feodal Toplum” ne demek onu bir görelim. Feodal toplumun ne anlama geldiğini de “Feodalizm” sözcüğünün içeriğine bakarak anlayabiliriz.

Feodalizm ya da “derebeylik”, genellikle Orta Çağ Avrupa’sına özgü toplumsal, siyasal ve ekonomik bir yapılanma biçimidir.

 Bu türün ülkemizdeki kısmi benzer karşılığı ise; “Ağalık” veya “Aşiret” tir. Türkiye’de bu tür yapılanmalara verilen genel isim ise, “Feodal Yapı” dır. Bu yapılanma biçimi yaklaşık “1000 yıldır” yoğunlukla, “Doğu ve Güney Doğu Anadolu” bölgelerimizdeki şehir varoşlarında, ilçe ve köylerinde hüküm sürmektedir.

Ağalık veya Aşiret türü yapılanmaların en belirgin özelliği, “kesin itaate ve gösteriş saygısına dayalı, ‘Gizlilik’ tir. Bu tür yapılanmalara İtalyan kültüründe “Mafya” denir.

Hiyerarşik olarak sistemin başında adından da belli olduğu gibi “Ağa veya Aşiret Reisi” bulunmaktadır. Bu yapıların gizlilik ana yapısının dışındaki diğer amaçları. Bireyleri en alttan en üste kadar, bir piramit gibi dizayn edip, her konuda disipline etmektir. Sistem içindeki, “Hiyerarşik Yapılanma” özelliğini hep korur.

Bu düzen içinde nasıl, “köyün ağası” varsa, onun altında köyün ihtiyar erkekleri, köydeki sivrilmiş erkekler, diğer sıradan aile reisi erkekler, sözü geçen, dinlenen yaşlı bilge nineler, hanelerin kadınları, kumaları, oğlan erkekler ve en sonda da evin kızları yer alır.

Bu sert hiyerarşik yapılanmada bana göre, “söz büyüğün ama su küçüğün değildir. “Sus küçüğün” dür.

Sistemin ekonomik yapılanması, genelde çiftçiliğe ve hayvancılığa dayalıdır. Bunlara, köy veya mezranın sınıra yakınlığına göre, “kaçakçılık” da eklenebilir. Çalışıp, üreten köylü veya marabalar toplam kazancın azına razı olmak zorundadır. Aslan payı haliyle “lider tayfasına” aittir.    

Aşiret ve Ağalık sistemini sarsabilecek, dağılmasına veya bölünmesine sebep olacak en önemli etken ise kesinlikle, “Çağdaş Eğitim” dir. Hiçbir lider okul çağına ulaşan erkek veya kız çocukların bu eğitimi alarak, tabiri caizse “gözünün açılmasını” asla istemez ve elinden geldiğince engel olmaya çalışır.

Geçmişte 1945-55 yılları arasında açılan “Köy Enstitüleri” nin kapatılmasındaki en önemli etkenlerin başında geleni, “Ağaların ve Aşiret Reisleri” nin karşı çıkmalarıydı.

Günümüz Türkiye’sini neredeyse 15-20 gündür ayağa kaldıran, kadersiz yavrumuz “Narin” in öldürülmesinin perde arkasında ne yazık ki 21nci Yüzyılda bile yok edemediğimiz bu vahşi “Feodal Yapı” bulunmaktadır. Narin’imiz sadece, “Buzdağının su yüzünde görülenidir”. Kim bilir altında, görünmeyen kısmında daha nice “Narin’lerimiz” bulunmaktadır. Işıklar içinde uyu yavrucuğum. Belki değişim “fişeğini” sen ateşlemişindir. Göreceğiz bakalım, kim bilir?