NEREYE SAVRULUYORUZ? (36) KARA ÇARŞAMBA SONRASI KAOS VE ARDINDAN YAKALANAN SİYASİ AVANTAJ

1982 yılında yapılan halk oylaması sonucu Sn. Kenan Evren 7 yıllık bir süre için Türkiye’nin 7’nci Cumhurbaşkanı seçilmiş ve 1989 yılında Türkiye’nin 8’nci Cumhurbaşkanı seçilen Sn. Turgut Özal’a görevini devretmiştir. Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde de Demirel Başbakan olarak görev yapmış; 1993 yılında ani bir kalp rahatsızlığı sonucunda vefat eden Özal’ dan sonra Demirel 2000 yılına kadar Türkiye’nin 9’uncu Cumhurbaşkanı olarak ülkeye hizmet etmiştir.

Sn. Demirel’in 7 yıllık görevi bittikten sonra, ANASOL-M Koalisyon Hükümeti Ortaklarından Sn. Bülent Ecevit’in önermesiyle o sırada Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Sn. Ahmet Nejdet Sezer ortak aday olarak gösterilmiş ve yapılan oylama sonucunda Türkiye’nin 10’uncu Cumhurbaşkanı seçilmiştir.

19 Şubat 2001'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, Cumhurbaşkanı Sn. A. N. Sezer’in; dönemin başbakanı Sn. Bülent Ecevit’e doğru anayasa kitapçığını fırlatmasıyla başlayan siyasi kriz kamuoyunda "Kara Çarşamba" olarak adlandırılmıştı. 

Bu kriz, daha sonra “2001 Türkiye Ekonomik Krizine” dönüştü. Yani daha önce Koalisyon Hükümeti tarafından Dolar’a “çıpa yöntemi” olarak adlandırılan baskılama (değerinin altına çekme) yöntemi uygulanıyordu. Kriz patlak verince, Türk Lirası ABD Doları karşısında bir gecede neredeyse % 100 değer kaybetti.

 Ekonomi alt, üst oldu ve bankalar kendini kurtarmak için sanayici ve esnaftan bir gün içinde parayı geri ödeme şartını devreye sokunca ülke çapında iflaslar meydana geldi. İntihar eden iş adamları oldu.

                                                           *

Meydana gelen bu ekonomik felaketin üstesinden gelmek üzere, Başbakan Sn. Ecevit tarafından ABD’den bir Türk Ekonomist olan Sn. Kemal Derviş Türkiye’ye davet edildi ve bozulan ekonomiyi düzeltmek amacıyla, Ekonomiden Sorumlu Bakan yapıldı.

Yapılan yoğun teknik düzeltme ve çalışmalar sonucunda durum normale döndürüldü ama ülkemizin parası TL’nin Dolar karşısında değer kaybı sabit kaldı. Yani Türkiye değim yerindeyse % 100 fakirleşti.      

                                                           *

Yukardaki olaylar meydana gelirken bu sırada Türkiye’de 14 Ağustos 2001’de liderliğini Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı AK Parti kuruluyordu. İkinci liderinin Sn. Abdullah Gül olduğu bu parti, oluşan bu ekonomik krizden ve kaostan yararlanarak; ülkeyi ekonomik felakete sürükleyen ANASOL-M koalisyon hükümet ortaklarını; yakaladıkları bu “siyasi avantaj” sayesinde, ülke genelinde çok etkili propaganda yaparak 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimleri büyük bir zaferle kazanarak yerle bir etti ve tek başına iktidar olma başarısını gösterdi.

Gelecek yazı: CHP Gn. BŞK. Sn. Deniz Baykal, yasaklı Sn. Erdoğan’ın önünü açıyor.