NEREYE SAVRULUYORUZ? (38)  KARİZMATİK LİDER R. T. ERDOĞAN

            Aslen Rizeli olan R.T. Erdoğan 1954 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş. 1965 yılında Kasımpaşa Piyale İlkokulu’ndan, 1973 yılında ise İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden mezun olmuş. Sonra fark derslerini vererek Eyüp Lisesi’nden de diploma almış. Üniversite’yi Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nde okuyan Erdoğan, bu okuldan 1961 yılında mezun olmuştur.

                                                                       *

Gençlik yıllarında futbol oynamış, sporla, sosyal hayat ve siyasetle ilgilenmiştir. Dini konularda hem bilgili hem de çok hassastır. Siyaset yaptığı yıllarda fırsat buldukça konuşma aralarına dini simgeleri, duaları yerleştirerek hitap ettiği mütedeyyin, (islami inancında duyarlı olan) hedef kitleyi etkilemekte çok yetenekli olduğu herkesçe bilinmektedir.

                                                           *

“Unutmayalım ki; insanlık tarihi başta ruhani olmak üzere, herhangi bir şeye inandırılan toplumlarla doludur. Bu insanların büyük bir kısmı, bırakın o konu üzerinde düşünüp değerlendirme yapmayı…adeta burunlarının ucunu bile göremezler. İlhan Küçükbiçmen.”

                                                           *

R.T. Erdoğan’ın, siyaset merdivenine tırmanırken kazandığı tüm seçimlerde; yaptığına ve yapacaklarına inanan, hitap ettiği mütedeyyin halk kitlelerini etkilemesinin en önde gelen özelliği; ezeli rekabet içinde olduğu CHP’yi hemen her söyleminde mutlaka sert bir şekilde tenkit etmesidir. Daha doğrusu; yerden yere vurmasıdır. Bu çarpıcı özellikleri sayesinde, günümüze değin, 22 yıl gibi çok uzun bir süre kesintisiz iktidarda kalarak, hitap ettiği sempatizanlarıyla uhrevi bir bağ oluşturmuş ve günümüzde partisi AKP’den daha popüler hale gelmiştir.

                                                           *

Ülkemizde Sn. Erdoğan’a sıkı, sıkıya bağlı olan yaklaşık %30 civarında “fanatik” bir halk kitlesi vardır ki; bu insanlar, “Reis…öl de, ölelim! Allah benim canımdan alsın…o’na versin!” diyecek kadar kontrolünü kaybetmiş bir zümredir.

                                                           *

Bu arada şunu da ifade etmekte yarar var; körü körüne bağlı olan kitle sadece AKP’de değil, MHP, CHP ve YRP ve diğerlerinde de belli oranlarda mevcuttur. Toplumun eğitim düzeyi yükseldikçe doğal olarak bilinçlenen bu kesimin, siyasi önderine bağlılığı da eleştirel bir bakış açısı içererek dengeye gelmektedir.   

                                                           *

Psikolojik açıdan değerlendirecek olursak; gelişmiş, eğitim düzeyi yüksek bir bireyin, ülkesini daha iyi yöneteceği iddiasıyla siyaset yapan bir lideri desteklemesi, seçimde ona veya partisine oy vermesi kadar doğal bir şey yoktur. Olması gereken de budur.

                                                           *

Ama bir bireyin destek verdiği siyasi liderine aşırı milliyetçilik ve dini duygularla adeta taparcasına, bağlı olması, biat etmesi normal bir davranış mıdır? Bu tür aşırı bağlılık ve sevgi duygusu, siyaset adamı şayet yanlış bir iş yaptığında, bireyin bunu bilerek göz ardı etmesi veya görmezden gelmesi anlamına gelir ki, bu davranış hem o bireye hem de içinde yaşadığı topluma çok zarar verir.

 

Gelecek yazı; “R. T. Erdoğan’ı Liderliğe Taşıyan Tarihi Konuşması…!” üzerinedir.