Milli Eğitim Bakanlığı, her yıl olduğu gibi, bu yıl da öğretmen atama takvimi ve kontenjan dağılımını açıkladı. Ancak, bu açıklama, yıllardır atanmayı bekleyen binlerce öğretmen adayı için büyük bir hayal kırıklığına dönüştü. Eğitim camiasında yaşanan bu hayal kırıklığı, sadece sayılarla ölçülemeyen bir duygusal yükü de beraberinde getirdi.

Bir atama fırsatı için umut…

Öğretmen adayları, yıllarca süren eğitim hayatları boyunca yalnızca bir atama fırsatı için umutla bekliyorlar. Yüksek puanlar, aldıkları dersler ve kazandıkları sertifikalarla donanmış olmalarına rağmen, bu yıl yapılan kontenjan dağılımı birçok adayı yine umutsuz bırakmış durumda. Atama sayılarına baktığımızda, yüzbinlerce mezun adayın yalnızca bir kısmının atanabileceği açıkça görülüyor. Bu da, öğretmenlik gibi kutsal bir mesleğe olan talebin ne kadar büyük olduğunu, fakat bu talebin karşılanmasının ne kadar zor olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Bir gelecek, bir yaşam kaynağı…

Her yıl açıklanan bu rakamlar, öğretmen adayları için sadece bir istatistikten ibaret değil; onlar için bir gelecek, bir yaşam kaynağı. Öğretmenlik mesleği, sadece bir iş değil, bir yaşam biçimidir. Bir öğretmenin, çocuklara ışık olma, onları geleceğe hazırlama gibi çok değerli bir rolü vardır. Bu yüzden, öğretmen adaylarının hak ettiği kadrolara atanamaması, sadece bireysel bir kayıp değil, toplumsal bir eksikliktir.