Bu yıl Ankara’da kış ayları ve baharın başlangıcı yağışlı geçti. Zaman zaman şiddetli sağanaklar, dolu yağışları ve hatta bazı bölgelerde kar etkili oldu. Sokaklar göle döndü, trafik aksadı… Peki bu yağışlar, ciddi bir tehlike altında olan baraj suyu doluluk oranlarında etkili olabildi mi?
Ankara gibi büyükşehirlerde su yönetimi artık bir çevre meselesi olmanın ötesine geçmiş durumda. Bu sorun artık ciddi bir boyuta ulaştı ve yaşamın temel sorunlarından biri haline geldi. Son birkaç yıldır yaşanan kuraklık, baraj doluluk oranlarını alarm seviyelerine kadar geriletti. Gözler ise sürekli ASKİ'nin yayımladığı baraj doluluk oranlarında. Son haftalarda etkili olan yağmur, dolu ve kar yağışları vatandaşların içine biraz olsun su serpmişti. Yağışlar hayatı olumsuz etkilese de herkesin aklından geçen ortak düşünce; baraj sularının dolacak olmasıydı. Fakat, beklenen yine olmadı. Açıklanan verilere göre, su seviyesi kritik düzeyi aşamadı. Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (ASKİ) yayımladığı 10 Nisan 2025 tarihli son verilere göre, barajlardaki toplam doluluk oranı yüzde 26.11, aktif doluluk oranı ise yüzde 16.12 oldu.
İklim değişikliğinin etkileriyle birlikte yağışlar da dengesizleşmeye devam ediyor. Bir ay içinde yağması gereken yağmur bir günde düşebiliyor. Bu da yeraltı sularına ya da barajlara yeterince katkı sağlayamadan yüzey akışıyla boşa akıyor. Bu sebeple, birkaç sağanak yağışa aldanmak yerine, uzun vadeli planlara ihtiyacımız var.