Nerde o eski bayramlar? dediğimiz günlere, şimdi de nerde o eski kış mevsimi? der hale geldik. Eskiden saatlerce kar yağışının ardından beyaza bürünen şehirler, şimdi yağmurlarla geçiştirilen kış günleri yaşıyor. Çocukların kartopu oynadığı, çatılardan buz sarkıtlarının sarktığı o eski kış manzaralarını görmek günümüzde hayal oldu. Kentlerde, özellikle kış aylarının sert geçtiği ocak, şubat ve mart aylarında kar yağışını birkaç kez görebiliyoruz. Günümüzde, çoğunlukla güneşli havaların etkili olduğu bu mevsimlerde, kimine göre bu durum eşsiz bir manzara iken, kimine göre ise derin bir endişenin habercisi. Nisan ayında açan ağaçlardaki çiçekler, ocak ayında açar oldu. Manisa'da yaz günlerini aratmayan sıvcaklıklar nedeni ile meyve ağaçları çiçek açtı. Bilim insanları, kış mevsiiminde çiçek açan ağaçların iklim krizinin görünür etkilerinden olduğunun altını çiziyor. Günümüzde, mevsimlerin düzenini bozan küresel ısınma doğayı yanıltıyor. Meyve ağaçları, güneşli günler nedeniyle baharın geldiğini anlayarak dallarındaki meyve ağaçlarının çiçeklerini açıyor. Doğanın bu erken uyanışı ekosistemin değiştiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Vaktinde açmayan her çiçek, soğuk bir hava gördüğü an donarak dökülmeye mahkum oluyor. Yağışsız geçen aylar nedeni ile barajlardaki içme suları azalırken, tarım sektörüde olumsuz etkileniyor. Donarak dökülen meyve çiçekleri bir daha açmıyor ve o yıl üretim olmuyor. Bu durumda meyve sabze fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Fiyatlar pahalı oluncada halkın alım gücü düşüyor. Bu çağda, iklim krizi ile mücadele etmemiz büyük önem taşıyor. Çeşitli ülkelerde iklim krizine yönelik adımlar atılıp harekete geçilse de bizlerde bireysel olarak üzerimize düşen görevi yerine getirmemiz gerekiyor. Bireysel olarak; karbon ayak izimizi azaltmak, daha az tüketmek, enerji kaynaklarımızı daha verimli kullanmak gibi adımlar atmamız gerekiyor.