Bazı filmler zamanla olgunlaşır, tıpkı şarabın yıllandıkça tadı güzelleşmesi gibi. Anlattıklarıyla mıh gibi aklınıza kazınırlar, tokat gibi sarsarlar sizi. Tekrarı olmayan bir yaşam gibi, bir daha kimsenin anlatamayacağı bir öykü gibi, kimsenin bakmaya doyamadığı bir manzara ya da uçurumdan aşağı bakmak gibi... Yılmaz Güney'in "Umut" filmi de 2023 Türkiye'si için hala oldukça anlamlı ve manidar bir eser.
Cabbar'ın Peşinde Koştuğu Umut
Filmin merkezinde, 1970'lerin Adana'sında yaşayan faytoncu Cabbar var. Ailesini geçindirmek için didinen Cabbar, bir gün atlarından birinin ölümüyle yıkılır. Bu zor durumdan kurtulmak için umutsuzluğa kapılmadan, şansını milli piyangoda aramaya karar verir. Biletler alır, alır, alır... Fakat talih kuşu bir türlü Cabbar'ın kapısına konmaz. Umutsuzluğa yer olmayan Cabbar, bu kez define avcılığına başlar. Hamal Hasan'ın peşine düşen Cabbar, kendisini bambaşka bir maceranın içinde bulur.
53 Yıl Sonra Hala Geçerli Bir Hikaye
Siyah beyaz karelerde filizlenen bu hüzünlü ve mücadeleci hikaye, 53 yıl sonra bile güncelliğini korumakta. Cabbar'ın geçim derdi, 2023 Türkiye'sinde de milyonlarca insanın ortak acısı. Ekonomik sıkıntılar, enflasyon, işsizlik... Hepsi Cabbar'ın hikayesinde yankılanıyor.
Sansüre Meydan Okuyan Bir Başyapıt
Umut filmi, gerçekçiliğiyle dikkat çekerken, dönemin siyasi atmosferinden de nasibini almış. Sansür Kurulu, filmin yoksulluğu ele alış şeklini ve eşitsizliğe dair göndermelerini hoş karşılamaz. 1971 yılında Cannes Film Festivali'nde ilk kez gösterilen film, sansür uygulamalarının katmerleştiği 2023 Türkiye'sinde de hala güncelliğini korumakta.
Fatoş Güney'in Kelimeleriyle:
Yıllar sonra Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney, Umut'un Türk sinemasında bir mihenk taşı olduğunu ve hikayenin gerçek bir olaydan ilham aldığını vurgular. Fatoş Güney, filmin güncelliği ve evrenselliği hakkında şu cümleleri kullanır: “Umut filmi Türk sinemasında bir mihenk taşıdır. Onun filmleri güncel ve evrenseldir.”
Umutsuzluğa Karşı Bir Direniş Destanı
Umut filmi, geçim derdini anlatan, en sarsıcı, trajik ve hakikatten kopmanın hikayesidir. Cabbar'ın umutsuzluğa karşı verdiği mücadele, izleyiciye ilham verir. Filmi Cabbar'ın etkileyici bir repliğiyle bitirmek istiyorum:
“Paran olunca her iş iyi olur. Paran olunca kebap yen, paran olunca tatlı yen, şarap içen... İyi yataklarda yatarsın. Parası olunca adam kuvvetli olur, parası olunca adamın evi, avradı olur. Evinde tenceresi kaynar, çocukları olur. Paran olmadı mı idi de dünyada senden kötüsü, senden pisi yoktur. Her yerden kovulursun. Fakirin yüzü soğuktur. Niye soğuktur Cabbar gardaş. Mesela cebinde paran olmadı mı, yaz gününde üşürsün. Neden; çünkü para adamı sıcak tutar…”
Umut filmi, zamana meydan okuyan bir başyapıt olarak Türk sinemasında her zaman özel bir yere sahip olacaktır.