Günümüzde sosyal medya, gençler için sadece eğlenceli bir platformdan çok daha fazlası, eğer ki doğru kullanırsa…

Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte son yıllarda dünya çapında bir farkındalık yaratmak, bir video ile milyonlarca kişiye ulaşmak çok kolay. Dünyaca ünlü aktivist olan Greta Thunberg’in "Fridays for Future" hareketi, gençlerin bu konuda ne kadar güçlü bir etki yaratabileceğini tüm dünyaya gösterdi. Bir kişinin başlattığı harekete binlerce insan katıldığında, bir toplumun gücü ortaya çıkıyor. Bugünün gençleri, sosyal medya sayesinde sadece kendi ülkelerinde değil, küresel çapta seslerini duyurabiliyorlar.

Ancak sesler yükseldikçe, sorumluluk da büyüyor. Gençlerin iklim değişikliği ile mücadelede aktif bir rol alabilmesi için sadece protestolarda yer almak yetmez. Her bir genç, bireysel olarak da çevresel sorumluluklarını yerine getirmeyi kendine görev bilmeli. Geri dönüşümden, enerji tasarrufuna kadar pek çok küçük ama etkili adım atılabilir. Örneğin, yerel yönetimlere çevre dostu uygulamaların daha fazla desteklenmesi için baskı yapmak, okullarda farkındalık yaratmak, çevre dostu yaşam biçimlerini benimsemek; tüm bunlar toplumsal dönüşümde gençlerin rolünü pekiştirebilir.

Son yıllarda gençlerin sosyal olaylara olan kayıtsızlığı çok fazla sorgulanmakta. Bunun temel sebepleri ise sorgulanıyor mu? Pek sanmam.

Neyse konumuza dönecek olursak

Gençlerin iklim değişikliğiyle ilgili bilinçlenmesi, sadece kişisel sorumluluklarıyla sınırlı kalmamalı. Bu bilincin kazanılmasının yolu ise hiç şüphesiz sağlıklı bir eğitimdir. Laik, çağdaş ve bilimsel eğitim, gençlerin çevreye duyarlı bireyler olarak yetişmesini sağlayan en önemli araç. Çünkü eğitim, sadece bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda eyleme geçme gücünü de kazandırır. Günümüzde gençler, iklim değişikliğini sadece bir kavram olarak değil, hayatlarının bir parçası olarak görürlerse, bu dönüşüm daha hızlı ve daha kalıcı olacaktır.

Bu sebeple her defasında diyoruz ki ‘haydi gençler, ses yükseltin!’