Teknoloji her geçen gün hayatımızda güçlü bir yer ediniyor. Dijitalleşmenin getirdiği yenilikler birçok alanda bize kolaylıklar sağlarken, bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Son dönemin en çok konuşulan kavramlarından biri ise "yapay zeka”. İlk kez 1956 yılında ortaya atılan bu terim, Türkiye'de özellikle son iki yılda gündemde kendine sağlam bir yer buldu.

TEHDİT Mİ? FIRSAT MI?

 Geçtiğimiz hafta başkent Ankara, yapay zeka temalı etkinliklere doydu desek yeridir. Üç farklı kurum, üç ayrı panel ve sempozyumda yapay zeka konusu ele alındı. Peki, tüm bu gelişmelerin iş hayatımıza yansıması nasıl olacak? Yapay zeka, insanlar için gerçekten bir tehdit mi yoksa fırsat mı?

 Öncelikle 9 Ekim 2024 tarihinde Türkiye Teknoloji Buluşmaları sempozyumu düzenlendi. Sempozyumun ana konusu ise elbette 'yapay zeka' oldu. E-ticaret ve e-ihracat sektöründe yapay zekanın yeri ve önemi alanında uzman kişiler tarafından girişimci ve sektör paydaşlarına aktarıldı.

Bir diğer etkinlik ise 10 Ekim’de, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) ve Türkiye Bilişim Derneği iş birliğiyle düzenlenen panel oldu. Bu kez konu hukuk alanında yapay zekaydı. Yapay zekanın kişisel haklara etkisi, veri güvenliği ve mahremiyetin korunması tartışıldı. Siyasi aktörlerin seslerinin yapay zeka ile taklit edilmesi veya fotoğrafların montajlanması gibi etik dışı kullanım örneklerinin, kişisel hak ihlalleri açısından ne denli riskli olduğuna dikkat çekildi.

Haftanın son etkinliği ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından gerçekleştirilen “Bulut Bilişim ve Yapay Zeka Zirvesi 2024” oldu. Burada özellikle bulut teknolojileri ve yapay zekanın bir arada nasıl kullanılacağına dair önemli bilgiler paylaşıldı.

YAPAY ZEKA İŞSİZLİĞE YOL AÇAR MI?

Bu etkinliklerde en çok tartışılan konulardan biri, yapay zekanın gelecekte insanları işsiz bırakıp bırakmayacağı oldu. Uzmanların ortak görüşü, yapay zekanın doğrudan işsizliğe neden olmayacağı yönünde. Yani, asıl risk yapay zekanın kendisinden değil, çağa ayak uyduramamaktan kaynaklanacak. İş dünyasında kalıcı olmak isteyen bireyler ve kurumlar, yapay zekayı bir rakip değil, güçlü bir yardımcı olarak görmeli. Aksi halde, bu dönüşüme ayak uyduramayanlar için sektör kapıları kapanabilir