Ülkemiz insanı krizlerle yaşamaya alışkın. Senelerdir, ekonomik sıkıntılar, doğal afetler, terör olayları ya da çevremizi saran savaşların etkisiyle mücadele ediyoruz. Belki de dünyada krizlere bizim kadar dayanıklı başka bir millet yoktur.

Bugün sadece ülkemiz değil, tüm dünya ciddi bir ekonomik krizin pençesinde. Bu krizlerin, insanların ruhsal dünyası üzerindeki etkisi genellikle göz ardı edilse de oldukça derin... Özellikle yeni nesil, bu tür krizlerden en fazla etkilenenler arasında. Ekonomik zorluklar, gençlerin umutlarını, hayallerini ve enerjilerini törpülerken, kuşak farkını da derinleştiriyor. Anne-baba ve çocuklar arasındaki çatışmalar, krizlerin aile dinamiklerine yansıyan bir başka yüzü.

Umutsuzluk ve mutsuzlukla başa çıkamayan bir genç, hayata ne katabilir? Önce derslere olan ilgisini kaybeder, sonra daha isyankâr, daha agresif ve sorumsuz bir tutum benimser. Ekonomik kriz, sadece bireyin değil, toplumun genel ruh halini de derinden etkiler. Kriz dönemlerinde, suç işleme oranlarında artış gözlemlenir. Gelecekten beklentisi olmayan bir birey, ne yazık ki daha kolay şiddete ve suça yönelir.

ATLATACAĞIZ

Ekonomik krizler aynı zamanda toplumun geneline dalga dalga yayılan depresif bir ruh hali yaratır. Tıpkı şu an bizim ülkemizde olduğu gibi... Ancak krizlerle mücadele etme yeteneğimiz de işte tam bu noktada devreye giriyor. Korkularımızla yüzleşeceğiz, uykularımız belki bozulacak, sabahlara endişeyle uyanacağız ama bu krizi de atlatacağız...