CUMHURİYETİMİZİN 100.YILI KUTLU OLSUN
2nci Meşrutiyet’in ilanının sonrası:
Padişah 2nci Abdülhamid’in hazırladığı Hatt-ı hümayunun kapsamından, İttihat ve Terakki Cemiyeti de memnun kalmamıştı. Selanik merkezi, cemiyetin, iktidar sorumluluğunu yüklenecek kadar güçlü olmadığını kavramaktaydı. Fakat iktidarda bulunan Said Paşa Hükümeti’ni de denetlemek istiyorlardı. Bu nedenle, Talât (Paşa), Cemal (Paşa), Hakkı Rahmi ve Necib’den oluşan “Özel Kurul” (Heyet-i Mahsusa), hem hükümeti denetlemek hem de teşkilatın İstanbul örgütlenmesini sağlamak üzere İstanbul’a gönderildi.
Heyet üyeleri, Sadrazam Said Paşa ve II. Abdülhamid ile yaptıkları görüşmeler sonunda Said Paşa, sadrazamlıktan çekilmek zorunda kaldı, yerine Kâmil Paşa atandı (1908).
Kâmil Paşa’nın arkasında kendisini destekleyecek bir siyasi parti olmadığı için bocalıyor, işleri İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birlikte yürütmek zorunda kalıyordu. Yani bir yerde, hükümetin kaderi, bu cemiyetin elindeydi. Hükümet üzerinde eskiden var olan padişah gücü gitmiş, yerine bu cemiyetin gücü gelmişti.
Meşrutiyet’in tekrar ilanının baş mimarı olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, aslında seçilmiş, onaylanmış bir lideri yoktu. Her ne kadar Enver (Paşa), İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin bir lidere ihtiyacı olmadığını, yönetim kadrolarının yeterli olduğunu söylese de zamanla halk, Enver’i (Paşa), bu teşkilatın lideri gibi algılamaya başlamıştı.
*
Yorum: Buraya kadar (9) Bölüm halinde, Osmanlı İmparatorluğunda Padişahlık yönetiminden, Cumhuriyet yönetimine giden bu zorlu ve sancılı yolda dört önemli değişikliği gördük. Bunların ilki 1839 yılında yapılan “Gülhane Fermanı”, ikincisi 1856 yılında yayınlanan “Islahat Fermanı” olmuştu. Bu eylemlerin her ikisi de Padişahlık yönetimi üzerinde çok etkili olmuş ve gelecekte uygulanmaya çalışılan “Meşrutiyet Dönemleri” ne ışık tutmuş, 1nci ve 2nci Meşrutiyet çalışmalarına temel olmuştu.
Not: Gelecek yazılar, Osmanlı Devletinden sonra verilen Kurtuluş savaşı galibiyeti sonucunda yapılan Lozan Barış Anlaşmasıyla ortaya çıkan Hür ve Bağımsız Türk Toplumunun 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet’e kavuşmasına kadar geçen süreyi içerecektir. İlhan Küçükbiçmen