CUMHURİYETİMİZİN 100.YILI KUTLU OLSUN

2nci Meşrutiyet’in ilanının sonrası:

İstibdat Dönemi sonunda 1908 yılında Padişah 2nci Abdülhamid’in 2nci Meşrutiyeti İlan etme zorunda kalması, İmparatorluğun her yerinde çılgın bir sevinçle karşılandı. Günler, hatta haftalar süren coşkulu şenlikler yapıldı. Osmanlı tarihinde örneği hiç görülmemiş biçimde halk toplulukları sokaklara dökülüp, kendi dillerinde, “yaşasın özgürlük, yaşasın millet” haykırışlarıyla ortalığı çınlattı. Böylece 30 yıl süren İstibdat Dönemi son bulmuş ve Meşrutiyet, ikinci defa ilan edilmiş oldu.

Meşrutiyet’in ilanı ve arkasından coşkulu bir şekilde kutlanması sonrasında, basına sansürün de kaldırılması nedeniyle kapanmış olan birçok gazete ve mecmua, tekrar yayımlanmaya başlandı.

Özellikle geçmişte yapılan zulümler ve kötülükler gazetelerde (biraz da abartılarak) yer almaya başlayınca, halk, bunları yapan ve yaptıranların cezalandırılmasını, hapiste veya sürgünde bulunan dost ve akrabaları için af ilan edilmesini istiyordu. Bağrışmalar, yürüyüşler, gösteriler, kontrolsüz bir hâle gelmişti. Gün geçtikçe artan bu anarşide, doğrudan olmasa bile dolaylı olarak İttihat ve Terakki’nin de payı vardı.

Meşrutiyet ilan edilmiş, Anayasa tekrar kabul edilerek yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, “huylu huyundan vazgeçmiyor”, padişah yine, kendisinin tahttan indirileceği korkularıyla, Said Paşa Hükümeti’ne müdahale etmekten geri kalmıyordu.

Padişah hem halka hem de Avrupa ülkelerine mesaj vermek amacıyla, Anayasa’ya bağlı kalacağını belirten bir hatt-ı hümayun yayımladı. Ama buna, Meşrutiyet kavramına ters düşen ilave maddeler de eklemişti. Bunlardan biri; “şeyhülislamdan başka Harbiye ve Bahriye nazırlarının doğrudan doğruya padişah tarafından atanacağı” idi.

Aynı gün açıklanan Kabine (Bakanlar Kurulu) üyeleri arasında Harbiye Nazırlığı’na Ömer Rüşdü Paşa’nın, Bahriye Nazırlığı’na da Rami Paşa’nın atandıkları görüldü. Bu atamaların padişah tarafından yapılmasını, Anayasa’ya karşı gören basında fırtına koptu. Padişahın Anayasa’ya bağlılık yeminini, huzurunda tekrarlamış olan Şeyhülislam Cemaleddin Efendi’nin (Meşrutiyet yanlısı idi) aklı başından gitti ve çekilmeye karar verdi.

Anayasa konusunda çok duyarlı olan halk da Sadrazam Said Paşa’ya karşı gösterilere başladı.

Not: Gelecek yazıda 2nci Meşrutiyetin ilanı sonrası başlayan olaylara yine devam edilecek.   İlhan Küçükbiçmen