Mübarek ramazan ayı…
11 ayın sultanı, evlerimizin bereketi ramazanın bitmesine sayılı günler kaldı. Her yıl büyük bir heyecan ile beklediğimiz ramazan ayı sofralarımıza bereket gönlerimize ferahlık getirdi.
Büyüklerimizin dilinden düşmeyen eski ramazanlar eski bayramlar yıllar geçtikçe unutulmaya ve yerini yeni adetlere bırakmaya başladı. Kuşak değişimleri ve yeni jenerasyon ile birlikte bizlerde artık nerede o eski ramazanlar cümlesinin altının da yatan özlemi araştırmaya başladık.
Eski ramazanlarda neler yapıldığını yeni jenerasyonlara sözle de olsa aktarmak için birkaç geleneği siz değerli okurlara aktaracağım.
Ramazan ayının gelmesi ile birlikte bütün İslam alemini büyük bir heyecan sarar ve hazırlıklar başlar. Büyüklerimiz daha bereketli olur der Ramazana öncesi yapılan alışverişler. Temel gıda maddeleri alınır, hurmalar en güzellerinden seçilir, tatlıcılarda fırınlarda bir telaş başlar. ve ilk iftar sofrasında bütün aile bir arada ilk iftarını açar.
Günümüzde artık çok denk gelemesek de Osmanlı’dan bize miras kalan mahyalar teknoloji ile gelişerek camilerde yerini alır ve iki minare arasına gerilir.
Gençler, çocuklar eskiden sahura kadar kahkahaları ve oyunları ile mahalleyi inletirmiş şenlik havası sararmış her yeri ama üzgünüz ki bunu günümüze taşıyamadık. Artık caddeler sahur vaktinde ıssız.
Aslında, baktığımızda herkesin iç içe, komşuluk ve insan ilişkilerinin had safhada olduğu o günleri özlemekte ne kadar da haklılarmış büyüklerimiz.
İftar toplarının patlatıldığı, pide kuyruklarının uzayıp gittiği, büyük sofraların kurulduğu, çocukların tekne oruçları tuttuğu, topluca teravih namazlarına gidildiği o günlerden eser yok şimdi.