Başkent Ankara, Türkiye’nin kalbi olarak hem siyasi hem de ekonomik olarak en büyük şehirlerinden biri. Ancak son yıllarda artan nüfus, sanayileşme ve bilinçsiz tüketim alışkanlıkları çevre kirliliğini artırmış durumda.
Özellikle kış aylarında hava kirliliği ciddi sağlık sorunları oluşturuyor. Bununla birlikte bilinçsiz vatandaşların çevreye duyarlı davranmaması da bu kirliliği etkiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, hava kirliliği solunum yolu hastalıklarını tetikleyen en büyük unsurlardan biri. Ankara’da belirli bölgelerde ölçülen hava kirliliği seviyeleri, zaman zaman belirlenen sınırları aşıyor.
SU VE TOPRAK KİRLENİYOR
Ankara’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Mogan ve Eymir gölleri, eski parlaklığını kaybetti. Atıkların bilinçsizce göllere bırakılması ve tarımda kullanılan kimyasalların su kaynaklarına karışması doğal güzellikleri tehlikeye atıyor. Ayrıca, başkentin çevresindeki sanayi bölgelerinden çıkan atıklar, toprağa ve yeraltı sularına karışarak başkentin suyunu, havasını ve çevresini kirleterek uzun vadede daha ciddi sorunlar ortaya çıkmasına neden oluyor.
ÇEVRE BİLİNCİ GİDEREK KAYBOLUYOR
Ankara’da geri dönüşüm çalışmalarına önem verilse de halkın bu konudaki farkındalığı yeterli seviyede değil. Plastik, cam ve kağıt atıkların ayrıştırılması konusunda vatandaşlar sınıfta kalıyor. Kent geneline kurulan atık üniteleri neredeyse kullanılmıyor ya da çöp kutusu muamelesi yapılıyor. Sokakları her gün temizleyen çalışanlar olsa da insanlar çöp kutuları yanlarında olmasına rağmen çöplerini yere atıyor. Gün içinde her saat yoğun olan bölgeler dışında kalan yerler çöp yığınları ile dolu. Bu durumda ya insanların çöp atmayı öğrenmesi gerekli ya da caydırıcı ceza yöntemleri uygulanmalı.