Sağlıklı ve ucuz gıdaya erişim, bireylerin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen temel haklardan biridir. Sağlıklı beslenme, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığın korunmasında kritik bir rol oynuyor. Uygun fiyatlı ve besleyici gıdalara erişim, toplumların refah düzeyini artıran ve gelecekte ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarını önlemedeki en önemli faktörler arasında yer alıyor. 

Ülkemizde ve dünyada gıda fiyatlarının artışı ve sağlıklı besinlerin ulaşılabilir olmaması, özellikle düşük gelirli grupları olumsuz etkiliyor. Sağlıklı beslenmenin taze meyve, sebze, tam tahıllar ve protein kaynakları gibi besinlerden oluşması gerekirken, bu gıdaların pahalı olması, ekonomik gelir düzeyi düşük kesimlerin daha az besleyici ve işlenmiş gıdalara yönelmesine neden olabiliyor. Buradan hareketle son yıllarda bu çerçevede obezitenin fakir hastalığına dönüştüğü konusunda uzmanların tespitleri görünür hale geldi.  

Obezite bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda dururken, devletler, sağlıklı ve uygun fiyatlı gıdaya erişimi artırmak için çeşitli politikalar geliştirmelidir. Bunun geliştirilmesi ise ekonomik kriz ortamında pek mümkün olamıyor. Bildiğimiz üzere ülkemiz de bir ekonomik kriz sarmalında... Orta Vadeli Program çerçevesinde belirlenen hedeflere ulaşılamadı. Enflasyonla mücadele devam ediyor. Hafta başında çıkan medyaya yansıyan bir haber dikkatimi çekti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, eşi ile birlikte market alışverişine çıkmış. Gazeteci Hande Fırat'ın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e yönelttiği "Markete pazara gidiyor musunuz?" sorusuna, Şimşek geçtiğimiz hafta eşi Esra Hanım ile birlikte bir markete gittiğini söylemiş ve vatandaşlarla bu vesile ile birebir temas kurduğunu vurgulamış. Halkın geçim sıkıntısı ve fiyat artışlarına yönelik şikayetlerine hak verdiğini eklemiş sözlerine. Ve Bakan Şimşek, “Evet, haklılar, geçim sıkıntısı var” demiş. Enflasyonun toplumdaki gelir dağılımını olumsuz etkilediğini söyleyip, enflasyonu "en adaletsiz vergi" olarak nitelendirmiş. Şimşek, kalıcı refahın sağlanması ve alım gücünün iyileştirilmesi için enflasyonu kontrol altına almak gerektiğini belirtmiş.  

Bakan Şimşek’in yurttaşla temas kurması belki de gelir adaletsizliği konusundaki adımlarını etkiler. Tasarruf konusunda eğitimden, asgari ücretten, sağlıktan ve benzeri noktalardan tasarruf yapılmaması gerektiği konusunda bir farkındalık kazanmasını temenni ediyoruz. Halkın sırtındaki vergi yükünü azaltmalarını da dilemeyi unutmayalım tabi...  

Tekrar yazımın başına dönersem... Sağlıklı ve ucuz gıdaya erişim, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, devletlerin ve toplumların bu alanda daha duyarlı politikalar geliştirmesi, sağlıklı bir gelecek için kaçınılmazdır. Dileriz ki yanlış politikalardan dönülür sürüklendiğimiz bu ekonomik kriz kıskacından bir an önce çıkabiliriz...