Yılın ilk ürünleri piyasaya çıktı. Buğdayın ve arpanın başkenti Polatlı’dan da buğday, arpada ilk ürünlerin borsaya geldiği haberlerini aldık. 2024 yılının ilk arpasını borsaya getiren Üretici Mehmet Çınar, açıklamasında tarım üretiminde yaşadıkları zorluklardan bahsetti.

Çiftçi Mehmet, kurak geçen bir yılın ardından ürünlerde kilo verimindeki düşüşten, üreticilerin artan maliyetler karşısındaki sıkıntılarından, maliyetlerin yüzde yüze katlandığından bahsetti. Çiftçi Mehmet, mazot, zirai ekipman, gübre fiyatları altında ezildiklerini belirterek Hükümet yetkililerine seslendi. 

Çiftçi Mehmet, sıkıntılarını anlattığı cümlenin sonuna, her şeye rağmen “mutluyuz” diye de ekledi... Mutluluğu ürününün kaliteli ve güzel çıkmış olmasından... Peki bu sene İç Anadolu çiftçisinin hali nicedir diye bir yazı kaleme almak niyetindeyim. 

Buğday’ın Türkiye'nin tarım sektöründe stratejik öneme sahip bir ürün olduğu ve gıda güvenliği ve ekonominin temel taşlarından biri olduğunu ifade etmek önceliğimiz olmalı... Buğday ülkemizdeki çiftçilerin de temel geçim kaynağını oluşturur. Ancak son yıllarda buğday çiftçileri çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.

Yazımın başında zaten Çiftçi Mehmet’in sözlerini sizlerle paylaştım. Peki, buğday, arpa eken çiftçiyi neler bekliyor?

İklim değişikliğinden geçtiğimiz hafta da bahsetmiştim, tarımsal üretimi doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Devletin de bu konuda çiftçilere destek sağlaması büyük önem taşımaktadır.

'Çiftçi Mehmet' ne diyordu ona bir bakalım...  Mazot, gübre, tohum ve zirai ilaçlar gibi temel üretim girdilerinin maliyetlerinde yaşanan artışlardan dert yanıyordu. Taban fiyat belirsizliği de çiftçinin planlama yapmasını engelleyen önemli bir etken olarak karşımızda duruyor. 

Çiftçileri ekonomik olarak belirsizlik içine sürükleyen durumlar var, hükümetin, taban fiyat politikasını çiftçilerin maliyetlerini ve geçim ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak belirlemesi zaruridir... Çiftçiyi toprağa küstürmemek önemlidir. 

Tarımda teknolojik yenilikler ve modern tarım tekniklerinin kullanımı, verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek açısından büyük önem taşır. Devlet ve tarım kuruluşları, çiftçilere yönelik eğitim programları düzenlemeli ve teknolojik yeniliklerin sahaya uygulanmasını teşvik etmelidir. Ayrıca, tarım makineleri ve ekipmanlarının modernizasyonu konusunda çiftçilere finansal destek sağlanmalıdır.

Küresel buğday piyasalarında yaşanan dalgalanmalar ve uluslararası rekabet, Türk buğday çiftçisini etkiliyor mu? Evet tabi ki etkiliyor... İthal buğdayın fiyat avantajı, yerli üreticilerin pazar payını olumsuz etkiliyor. Bu sorunla karşı karşıya kalmamak için de yerli buğday üreticilerinin rekabet gücünü artıracak politikalar geliştirilmelidir.

Sözün özü çiftçileri bu yıl da çok iyi bir süreç beklemiyor... Ve hala her şeye rağmen "mutluyuz" diyen, diyebilen çiftçilerimizin yüzlerini güldürmek için, onları toprağa küstürmemek için iklim değişikliği ile mücadele etmeli, artan maliyetler, taban fiyat belirsizliği, teknolojik yeniliklere adaptasyon ve uluslararası rekabet konusunda gereken adımlar atılmalıdır. Bu şekilde, buğday üretiminin sürdürülebilirliği sağlanabilir ve çiftçilerin refahı artırılabilir.