Ülkemizde geleceğe umutla bakan gençlere ne oldu? bazılarının sorduğu bazılarının ise bu soruya cevap vermediği çok önemli bir soru. Geleceğe umutla bakan çocuklar burda fakat, geleceklerini göremiyorlar. Bunun en büyük sebebide yaşam koşulları. Yaşam şartlarının iyileştirilmesi büyük önem taşıyor fakat, bir diğer en önemlisi ve bu sorunun ortaya çıkmasını sağlayan durum eğitim.

Eğitim, çocukluktan itibaren başlayan ve biz ölünceye kadar devam eden bir süreçtir. Bu sebeple Eğitim, insanın geleceğine yön veren en temel unsurdur. Dünyaya umutla bakmak isteyen  yeni nesillerin en büyük kaygısı, belki de gelecekteki meslekleri ve bu mesleklerin onlara sunabileceği hayat standartları. İyi bir yaşam hakkı için üniversitelere giden gençler, eğitim hayatları bittikten sonra iş bulma kaygısı ile baş başa kalıyor. Ülkemizde değişen ekonomik sıkıntılar vatandaşları etkilerken gençlerin, ekonomik zorluklar karşısındaki endişeleri daha da artıyor. Türkiye gibi özellikle ekonomik dalgalanmalardan ve çok sayıda sektördeki düşüşlerden etkilenen bir ülkede, bu kaygılar gençlerin hayatında büyük bir yeri kapsıyor. Görülen o ki, yeni mezunlar için çalışma piyasası adeta bir labirent halini alıyor. Her yıl daha fazla mezun, daha az istihdam olanağıyla karşı karşıya geliyor. Çok sayıda genç, iyi bir çalışma ortamı bulma arzusuyla birlikte, ailelerinin ekonomik durumunu da göz önünde bulunduruyor.

Üniversite mezunu pek çok genç, kendi mesleklerini yapmaya fırsat bulamadan işsizlik kavramı ile tanışmış oluyor. Belkide, çoğu zaman haberlerden veya çevresindeki kişilerden duyduğu o uzmutsuz kelimeyi. Geçmişte iş garantisi sunduğu düşünülen mesleklerde bile artık istihdam fırsatları sınırlı hale gelmiş durumda. İş garantisi olduğu düşünülen bölümlerden mezun olan gençler, kendi alanlarında iş bulamayınca bilmedikleri ve düşük maaşlı meslek dallarını tercih etmemelerine neden oluyor. Çoğu genç, bir yandan iş bulma mücadelesi verirken, diğer yandan bu tür işlerin geleceğe yönelik bir çözüm sunmayacağı düşüncesiyle harekete geçemiyor.

Bu tablo, iş dünyasında "iş var ama çalışan yok" söylemini de beraberinde getiriyor. Ancak bu söylem, sorunun köküne işaret etmiyor. Asıl mesele, eğitimli işsizlerin,hak ettikleri istihdam olanaklarından mahrum bırakılması. Gençler, düşük maaş ve yetersiz çalışma koşulları nedeniyle özgüvenlerini yitiriyor, topluma katkı sağlayabilecekleri alanlarda kendilerini gösterecek fırsatları bulamıyorlar. Bu sorunun çözümü için gençlerin hayallerine ve eğitimlerine uygun istihdam politikaları geliştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, ülkenin geleceğini şekillendirecek nesillerin, ekonomik ve sosyal çıkmazlar arasında kaybolması kaçınılmaz görünüyor.