1 Mayıs, dünya genelinde işçi ve emekçilerin mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanır. İşçi sınıfının çalışma koşullarını iyileştirmek, daha adil bir düzen için mücadele etmek ve emekçilerin haklarını savunmak amacıyla ortaya çıkan 1 Mayıs, Türkiye'de ise uzun ve zorlu bir tarihe sahiptir.

1970'li yılların başından itibaren Türkiye'de de 1 Mayıs, işçi sınıfının hak arama mücadelesinin bir parçası haline geldi. Ancak, bu dönemde 1 Mayıs kutlamaları sıklıkla hükümetin ve işverenlerin baskısıyla karşılaşmış, sert müdahalelere ve çatışmalara sahne oldu. Özellikle 1 Mayıs 1977, Türkiye'nin hafızasına "Kanlı 1 Mayıs" olarak kazındı. Taksim Meydanı'nda toplanan binlerce işçi ve emekçi, güvenlik güçleri ile yaşanan çatışmalar sonucunda hayatını kaybetti. Yaralandı, tutuklandı. Türkiye'nin işçi sınıfının zorlu mücadelesi bugün de hala devam ediyor.

Her türlü yasağa karşın, 1 Mayıs'ın önemi ve anlamı zaman içinde değişmemiş, işçi ve emekçilerin hak arama mücadelesi devam etti. Tıpkı bugün olduğu gibi...

Taksim Meydanı'nın işçilere kapatılması gibi tartışmalar, her yıl 1 Mayıs öncesinde gündeme gelir. Ancak, işçi ve emekçilerin kararlılığı ve mücadele azmi, 1 Mayıs'ın anlamını ve önemini her zaman canlı tutmuştur.

Türkiye'de, 1 Mayıs'ın resmi tatil ilan edilmesi 2009 yılında gerçekleşti. 2010 yılında Ak Parti Hükümeti 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması konusunda herhangi bir yasak uygulamamıştı. Bu uygulamayı 2013 yılında kaldırarak Taksim'i 1 Mayıs kutlamalarına yeniden kapattı.

Ve işte bugün kutlanacak 1 Mayıs'ta Taksim emekçi ve işçilere yine yasaklandı. Bazı sendikalar, emek örgütleri ve siyasi partiler yasağa rağmen yine Taksim'de olacaklar.

Dünden bugüne 1 Mayıs, işçi ve emekçilerin mücadele günü olarak anılmaya devam ediyor, edecek... Geçmişte yaşanan acı olaylara rağmen, işçi sınıfının hak arama mücadelesi ve dayanışma ruhu her zaman sürecektir.

Yaşasın 1 Mayıs diyor ve herkesin işçi bayramını kutluyorum.