Kültür Yolu'nda Basına Kapalı Kapılar
Ankara'nın sonbaharına renk katan Kültür Yolu Festivali, birbirinden değerli sanatçıları ağırlayarak başkentin kültür sanat nabzını yükseltti. Özellikle üniversite eğitimi için Ankara'ya gelen gençlerin yoğun ilgi gösterdiği festival, ne yazık ki basın mensuplarını dışarıda bırakarak büyük bir hayal kırıklığına neden oldu.
Bir festival düşünün; sanatçılar var, coşkulu bir kalabalık var, ama basın mensuplarına ayrılmış özel bir alan yok. Gazeteciler, fotoğrafçılar, kameramanlar... Hepsi sıradan bir vatandaş gibi, hatta belki de daha da kötü şartlarda festivali takip etmek zorunda bırakılıyor. "Kendi ekibimiz var, aralardan izleyebilirsiniz" ya da "CİMER'e şikayet edin" gibi yaklaşımlar ise durumu daha da vahim hale getiriyor.
Basın mensupları, etkinlikleri sadece izlemek için orada bulunmazlar. Onlar, yaşananları kamuoyuna aktarmak, festivalin ruhunu yazıya, fotoğrafa, videoya dökerek daha geniş kitlelere ulaştırmak gibi önemli bir görevi yerine getirirler. Bu görevi layıkıyla yapabilmeleri içinse uygun çalışma koşullarına ihtiyaçları vardır.
Festival organizatörleri, basın mensuplarının önemini göz ardı ederek büyük bir hata yapıyorlar. Basına ayrılan özel bir alan, sadece gazetecilere kolaylık sağlamakla kalmaz, aynı zamanda festivalin tanıtımına da büyük katkı sunar. Basının objektif ve profesyonel gözünden yansıtılan etkinlikler, çok daha geniş bir kitleye ulaşarak festivalin etkisini artırır.
Kültür Yolu Festivali gibi önemli bir organizasyonda basın mensuplarının yaşadığı bu sorun, umarız gelecek etkinliklerde tekrarlanmaz. Sanatın ve kültürün yaygınlaşması için basının özgürce çalışabilmesi şarttır. Unutmayalım ki; basın özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biridir.