Öyle bir hiyake okudum ki, tüylerim diken diken oldu.
Yaşadığımız Dünya’da vefanın giderek yol olduğu, dostlukların samimiyetinin sorgulandığı, kumşuluk ve akrabalık bağlarının giderek tıkandığı tükendiği bir yaşamda bu hikaye aslında hepimize pek çok önemli mesajın altını çizerek mesajlar veriyor.
Hikayede; Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış.
Birden oğlan takılıp düşüyor ve cani yanıp “Ahhh” diye bağırıyor.
İleride bir dağın tepesinden “Ahh” diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor. Merak
ediyor ve “sen kimsin?” diye bağırıyor.
Aldığı cevap “ sen kimsin?” oluyor.
Aldığı cevaba kızıp “sen bir korkaksın” diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses
“sen bir korkaksın” diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp
“Bana ne oluyor böyle?” diye soruyor.
“oğlum” diyor adam, “dinle ve öğren!” ve dağa dönüp “sana hayranım” diye
bağırıyor.
Gelen cevap “ sana hayranım!” oluyor.
Baba tekrar bağırıyor, “sen muhteşemsin!”
Gelen cevap ; “ sen muhteşemsin!”
oğlan çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor.
babası açıklamasını yapıyor,
“Insanlar buna “Yanki” derler, ama aslında bu “Yaşam"dır.”
“Yasam daima sana senin verdiklerini geri verir.
Yasam yaptığımız davranışların aynasıdır.
Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev!
Daha fazla Şefkat istediğinde, daha şefkatli ol!
Saygı istiyorsan insanlara daha çok Saygı duy.
İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de daha sabırlı olmayı öğren.
Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.”
“Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.”
Bu hikayeden aldığımız dersleri yazmaya gerek yok.
Çünkü okuduğunuzda zaten kendi hayatınıza dair gözlerini kapatıp düşünürseniz bu cevabı bulursunuz.