Bir hafta oldu ve Diyarbakır’ın Bağlar İlçesinin Tavşantepe Köyü’nde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın nerede olduğuna dair bir haber maalesef hala yok. Jandarma, Emniyet başta olmak üzere AFAD, belediyeler ve başka kuruluşlar arama çalışmalarına devam ediyor. Narin için nefesimizi tuttuk sevindirici bir haber bekliyoruz. Narin ile ilgili son edinilen bilgilere göre kaçırıldığı iddiası bazı haber kanallarında yer aldı. Ancak henüz resmi bir açıklama gelmedi her şey iddia durumunda...
Kaybolan çocuklar, kaçırılma olayları Türkiye’de giderek büyüyen ve toplumun huzurunu derinden sarsan bir sorun olarak karşımızda yine yeniden duruyor. Ülkemizde çocuk kaçırılmalarına karşı yasalar mevcut olmakla birlikte, bu olayların önlenmesi ve çözülmesi sürecinde bazı eksiklikler bulunmuyor değil ne yazık ki...
Ceza Kanunu’nda çocuk kaçırma ve alıkoyma suçları ağır cezalarla karşılık bulsa da hukuki süreçlerin yavaş işlemesi ve bazı durumlarda delil yetersizliği nedeniyle mağdurların hakkını aramak zorlaşıyor. Örneklerini geçmiş yıllarda yaşadık.
Bunun yanı sıra güvenlik güçlerinin bu tür olaylara hızlı ve etkili müdahale edebilmesi için yeterli donanıma ve eğitime sahip olması da büyük önem taşıyor. Her ne kadar Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma gibi birimler bu konuda özel çalışmalar yapsa da koordinasyon eksiklikleri ve bürokratik engeller, kaçırılan çocukların bulunması sürecini zorlaştırabiliyor.
Örneğin, kaçırılma olaylarında kritik olan ilk saatlerde hızlı hareket edilmesi büyük önem taşıyor ancak ihbarların geç yapılması ya da yeterli bilgiye ulaşılamaması gibi sebeplerle de zaman kaybı yaşanabiliyor.
8 yaşındaki Narin için arama çalışmaları çok gecikmeden kapsamlı bir şekilde başladı ancak bir köyde bir çocuk 7 gündür ne yazık ki hala bulunamadı, son birkaç yılda köylerde bu kaçırma vakalarına çok sık rastlandı. Leyla, Eylül vakaları hepimiz üzerinde derin izler bırakmıştır. Bu da köylerde mobese sisteminin çok daha aktif ve yaygın olmasının gerektiğini gözler önüne seriyor.
Çocuk kaçırılmalarını önlemede en etkili yöntemlerden biri de toplumsal bilinçlendirme ve farkındalık. Ebeveynlerin çocuklarına yönelik temel güvenlik eğitimini sağlaması, çocuklara yabancılara karşı nasıl davranmaları gerektiğini öğretmesi, bu tür tehlikeleri önlemede kritik bir rol oynuyor. Aynı zamanda, toplumdaki bireylerin şüpheli durumlara karşı duyarlı olması ve yetkililere hızlı bir şekilde bilgi vermesi, pek çok vakada çocukların zamanında bulunmasını sağlayabilir.
Okullar ve sivil toplum kuruluşları da çocuk kaçırılmalarına karşı bilinçlendirme çalışmalarında önemli bir yer tutuyor. Çocuklara yönelik eğitim programları, seminerler ve sosyal medya kampanyaları, hem ailelerin hem de çocukların bu konuda daha bilinçli olmasına katkı sağlar. Çocukların kaybolma ya da kaçırılma durumunda nasıl hareket etmeleri gerektiğine dair eğitim verilmesi, hayati önem taşıyor.
Günümüzde teknolojinin gelişmesi, çocuk kaçırma vakalarına karşı alınabilecek önlemleri artsa da kırsalda bu anlamda donanım olmadığı aşikar. Güvenlik kameraları, GPS takip sistemleri ve acil durum bildirim uygulamaları gibi teknolojiler, kaybolan çocukların bulunmasında büyük rol oynuyor. Bunun yanında sosyal medya platformları aracılığıyla yapılan acil duyurular, kaçırılan çocukların hızlı bir şekilde geniş kitlelere duyurulmasını sağlayarak arama çalışmalarına katkı sunabiliyor.
Narin’in en kısa sürede sağ sağlim bulunmasını diliyoruz. Çocuk kaçırılmaları sorununun çözümü için hukuki düzenlemelerin ve güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi kadar, toplumsal bilincin artırılması da zaruridir. Ebeveynlerin, eğitimcilerin, güvenlik güçlerinin ve toplumun diğer kesimlerinin el birliğiyle çalışması, çocuklarımızın güvenliğini sağlamak için hayati önemdedir.
Her çocuk güvenli bir ortamda üyümeyi hak eder. Bu nedenle, çocuk kaçırma olaylarını önlemek ve mağdurlara yardım etmek, hepimizin sorumluluğudur. Bir çocuğun kaybı, sadece bir aileyi değil, tüm toplumu yaralar. Narin için nefesler tutuldu. Narin'in sağ salim annesine, ailesine kavuşturulması için tüm dua ve dileklerimiz...
