Son günlerde toplumun sinir uçlarına dokunan gelişmeler yaşanıyor.Ülkemiz de şiddet olayları hergün artarken bir de bu olaylara Yenidoğan Çetesi eklendi. Dünyaya daha yeni gözlerini açmış bebekler üzerinden maddi kazanç sağlamak için kurulmuş bir örgüt. 
Sağlık sisteminin açıklarından faydalanmak için insan hayatına hiçe sayan bu örgüt bebekleri hedef almış. Bebeklerine kavuşan ailelerin çaresizliğinden faydalanarak günlerce yoğun bakım ünitelerinde bebeklerin sağlıkları ile oynamışlar ve bunu örgütlü bir halde yapmışlar.
Cesur bir savcımız tüm örgütü deşifre ederek bu acımasız insanlara dur dedi. 

Aslında örgüt bir cimer şikayeti ile kendini açık etmiş. Burada Cimer sisteminin de ne kadar önemli olduğunu görmüş olduk. Devletin çarkları er yada geç işler.Fakat böyle konularda bizlerin beklentisi o çarkların çok hızlı dönmesi olur. Bürokrasiye takılmadan hızla çalışan mekanizma da yasa dışı tüm işler hızlıca çözüme kavuşabilir. Bu yüzden Cimeri doğru bir mekanizma olarak daha güçlü ve seri kullanılmaya devam etmeliyiz. 

Çete hakkında yargı sürecini yakından izlemeliyiz. Konuyu zamanla unutmak yerine daha da üzerine gitmeliyiz. Eminim ki daha öğrenmemiz gereken birçok detay vardır. Bu işi siyasetten bağımsız bir şekilde takip etmeliyiz. 
Anlaşılan o ki sağlık sistemizde bazı revizyonlar yapılacak gibi duruyor. Sağlıkta taşeron sistemi gözden geçirilmelidir. Güvenin kontrole mani olmaması gerektiği bilinerek özel hastaneler daha sık denetlenmeli ve kayıt altına alınmalıdır. 
Bu süreçte mağdur olan ailelere mutlaka dokunmamız gerekmektedir. Acıları tazeyken böyle bir olayla yeniden acılarını hatırlatmak yıpratıcı olmuştur. 
Ruhsatları iptal edilen hastanelerde çalışan, olan bitenden habersiz helal lokma kazanan sağlık çalışanlarımızın yanında durmalıyız. İyi ile kötüyü ayırt edip, onların itibarsızlaşmalarının önüne geçmeliyiz.