Ülke olarak geçtiğimiz haftadan beri Instagram erişim meselesi ile moral motivasyon düşüklüğü yaşandı. Instagram’ın kapatılmasına yönelik resmi açıklama dünkü kabine toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirildi.

Şimdi bu sosyal medya platformunun ülkemizde neden erişime kapatıldığına dair daha detaylı bir bilgi vereyim. Sosyal medya platformları içerisinde bulunan Instagram’ın erişime kapatılma gerekçesi olarak İsrail’e karşı platformda yapılan paylaşımlara sansür getirilmesi, Filistin taraftarlarının paylaşımlarına izin verilmemesi, Hamas Lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesi konusundaki protesto paylaşımlarının yasaklanması gibi gerekçeler belirtildi. Erdoğan konuşmasında ‘dijital faşizm’ vurgusunda bulundu.

İsrail’in Filistin halkında yaptığı saldırılar hiçbir zeminde meşru değildir, olmamalıdır. Sosyal medya platformları da bu noktada tarafsız kalmalıdır ama görülüyor ki Instagram pek öyle olamıyor. Bu konuda dijital faşizm söylemini haklı buluyorum. Bunun yanında Türkiye’nin Instagram yöneticilerinden farklı talepleri gerçekleşmiş, terör örgütü PKK/YPG/FETÖ konulu içeriklerin de kısıtlanmasını talep edilmiş ancak Instagram yöneticileri PKK’ye tamam derken YPG konusunda aynı şekilde algoritma belirlenemeyeceğini çünkü ABD’de de söz konusu grubun terör örgütü olarak tanınmadığı belirtilmiş. Bu açıklamalardan sonra Instagram’ın neden kapatıldığı konusu açıklık kazandı ancak erişim engelinin ne zaman kaldırılacağı konusu netlik kazanmadı. 

Bu tartışmalardan da yerli milli sosyal medya platformlarımız olmalı fikri doğdu, hayırlı olsun (!) diyelim. Instagram’da bir süre daha erişim engeli olacak gibi görünüyor…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine sonrası yaptığı açıklamalarda dış politika, İsrail’in Gazze saldırıları, Haniye suikastı meselelerine değindi, iç politika noktasında ise yine sermayeye göz kırptı.

Malum ekonomik kriz var geçtiğimiz hafta doğalgaza evlerde yüzde 38 zam gerçekleştirildi. Yurttaşların toplantı ile ilgili kulak kesildiği nokta hiç şüphesiz ekonomiydi. Peki Erdoğan ekonomi konusunda toplantının ardından neler dedi? Biraz sizlere aktarmak isterim.

Dış politika konusunda Erdoğan’ın gündeminde İsrail’in Gazze saldırıları ve Hamas Lideri İsmail Haniye suikastı vardı. Haniye’nin öldürülmesi ile yeni bir sınırın aşıldığını belirterek Orta Doğu bölgesi için İsrail’in çemberi genişlettiğini dike getirdi.

Erdoğan kabine sonrası açıklamasında klavye soytarılığına özenenler diyerek sosyal medya şarlatanlarını rahatsız etmeyi sürdüreceğini belirtti.

Evet ekonomi… Kabine sonrası Cumhurbaşkanı açıklamasında iş dünyasına yeşil ışık yakıldı, iş dünyasına destek devam mesajı verildi. İş adamlarına yeni paketlerle destek verileceği duyuruldu. Çalışanın yanındayız dendi terleyen başbakanlık vurgusu yapıldı. Peki ya alın teri, emek diye geçti aklımızdan… Asgari ücretliler, emeklilerin hakları hakkında bir şey denecek mi diye beklerken ekonomi ve gidişat hakkında da Erdoğan, süreçten memnunum dedi ve Temmuz enflasyon oranlarının kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Hangi oranlar TÜİK mi ENAG mı? Peki halk memnun mu diye söylendi iç sesimiz…

“Önümüzdeki aylar için enflasyon oranının düşme eğiliminde olduğunu belirterek kimse endişeli olmasın Türkiye emin ellerde” dedi. Erken seçim kapılarını çalanlara geri adım atılması mesajı verilerek, “muhalefete prim vermeyeceğiz” diye konuştu.

Sözün özü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç politikaya ilişkin konuşması suyun üstünde taş kaydırır gibi bir konuşmaydı. Emekçiye, işçiye, emekliye, asgari ücretliye değil, ‘patronu’ sevindiren türdendi. “Erken seçim tehdidine karşı da enflasyon düşmeye başladı daha da düşecek” dedi. Umarım dediği gibi olur, buna da bir hayırlısı olsun (!) diyelim.