Kim ne derse tuhaf bir milletiz. Bazı şeyleri dile getirelim, farkındalık oluşturalım derken işi şirazesinden çıkartıp tabiri caizse cılkını çıkartıyoruz
Atalarımız “çok söyleme arsız olur” diye boşuna dememişler.
Bu ataların elbet bir bildiği var da böyle diyorlar. Bu şekilde değersizleştirmediğimiz ne kaldı?
Ehliyet ve Liyakat, Okçular Tepesi, dava, vatan, İmam Hatip, din, iman, aile vs vs. aklınıza ne gelebiliyorsa canlarına okuduk. Cuma diye gerçekten önemli bir günü Cuma mesajları vs ile sıradanlaştırdık.
Hatta bezdirdik. Millet bırakın Cuma mesajı, kandil mesajı okumayı bu kelimeleri duymak bile istemiyor. Birine 40 gün deli deme meselesini çok
aştı bu iş. Bir de iyi niyetle yanlışlara ortak olanlar var. Maalesef, bazıları her gördüğü ve duyduğuna inanıp buna göre tavır belirliyorlar.
Her gördüğüne ve duyduğuna inanan nu kesim, ciddi bir araştırmaya ihtiyaç hissetmeden bunları yaymaya girişiyor. Dolayısıyla farkında olmadan yalan ve yanlışları da yaymaya ortak oluyor. Başını FETÖ’nün çektiği bir kesim yalan konusunda kendileriyle yarışıyor. İsteseniz Hitler'in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels neler öğütlüyor bir kulak
verin:
- Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.
- Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser
ve savunur.
- Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.
- Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.
- Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
- Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.
- Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin.
- Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.
- Asla kabahat ve suç üstlenmeyin.
- Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.
- Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.
- Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.
- Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.
- Prestij ve karizma sahibi lider, propaganda işini çok kolaylaştırır.
- İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır.
- Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir, çünkü onları kandırmak çok kolay. Bunları sadece dikkatli olu diye naklettim; uygulayın diye değil.
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve selem): "Kişiye, yalan olarak, her duyduğunu anlatması yeter!" (Müslim, Mukaddime 5) der.
Rabbimiz "Bilmediğin şeyin ardına düşme, çünkü göz, kulak ve kalp hepsi sorumludur, mutlaka sorguya çekilecektir." (İsra,
17/36) buyuruyır. Kuran’daki bu ihtar hepimizin kulağına
küpe olmalı. “Bilin ki, Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu
sebeple Allah’tan sakının.” (Bakara, 2/235)