Barış Pınarı harekatı ile birlikte sözde medeni Batı yine gerçek yüzünü gösterdi.


Biz aslında bazı şeyleri anlatmak, gerçekleri göstermek için boş yere kendimizi paralıyoruz.


Aslında onlar da gerçekte neler olduğunu çok iyi biliyorlar.


Gerektiğinden fazla peşin hükümlü olanlara da hiçbir şeyi anlatmaya çalışmamak gerek.


Yani her halükarda boşa kürek çekmiş olursunuz.


Sözün kime ait olduğunu ve nerede okuduğumu şu an tam olarak hatırlamıyorum ama “Uyumayanları uyandırmaktan daha zor bir şey yoktur” deniliyordu.


El Hak, tamamen doğru.


Bilgisi olmayanı bilgilendirirsin ama haberi yokmuş, bilmiyormuş gibi davranan art niyetli, gizli gündemli iki yüzlülere neyi anlatıp bilgilendirebilirsiniz ki?


Yani siz terörün asıl kaynağına “Biz terörle mücadele ediyoruz. Bizim amacımız barış. Sınırlarımızdaki terör tehlikesini yok etmek için bu harekatı yapıyoruz. Ahan da delilleri!” diye kendinizi boşuna tüketmeyin.


Az yukarıda da ifade ettiğim gibi bu terör belasını başımıza musallat edenler zaten onlar. Neyin ne olduğunu belki bizden daha iyi biliyorlar.


Yıllardan beri her türlü silahı veren, ekonomik manada bir dediklerini iki etmeyen ülkeler her zaman oldu.


40 yılı aşkın süredir kuklacılar dönem dönem değişiyor.


1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra Leyla Zana bile 'PKK'yı 20 devlet kullanıyor' demedi mi?


Ülkemiz üzerinde gizli ve açık emelleri olanlar her zaman var oldu.


Bilhassa ABD ve Atlantik Paktı (Bazı AB ülkeleri başı çektiler) 15 Temmuz ve sonrasında fara yakalanmış tavşan gibi belli bir süre ne yapacaklarını bilemediler.


IŞİD/DAEŞ, FETÖ, PKK, DHKP-C vs. vs. ellerindeki her türlü argüman ve maşa alınınca sahaya kendileri çıkmak zorunda kaldılar (Bilhassa ABD).


Barış Pınarı Harekatı’nı bahane ederek bizi kınayan, hele de silah ambargosu uygulayacağını açıklayan ülkelere bir bakın.


Neredeyse tamamı NATO ülkesi.


İngilizler her zamanki sinsilikleri ile bir yandan Türkiye’nin kendini koruma hakkı var derken bir yandan da “Türkiye harekatı durdurmalıdır” çıkışı yapmaya devam ediyor.


Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar vs. vs. aynı çatı altında bizim müttefiklerimiz güya.


İstekleri ne? Gerçek karın ağrıları ne?


Onların gerekçe olarak ortaya koydukları her türlü olumsuzluğu ortadan kaldırsanız yeni bir gerekçe uydurmakta hiç de zorlanmazlar.


Belki duymuşsunuzdur ABD, “Halk Bank” meselesini yeniden açmış.


Halk Bank ile Suriye’nin Kuzeyi ve PKK/YPG’nin ne lakası var?


Hiçbir alakası yok.


Katar hariç Arap Birliği bizi kınamış.


Bu ülkelerin başında bir tane seçimle iş başına gelen, halklarının hür iradeleri ile seçtiği bir yönetim var mı?


Yok.


Yani demem o ki, Fransa Milli Takımı oyuncusu Griezmann’ın birçok kez Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a asker selamı verdiği ortada iken ve bugüne kadar en ufak bir şekilde gündeme gelmemişken Milli Takım futbolcularımızın önce Arnavutluk, ardından Fransa maçlarının ardından asker selamı vermelerine UEFA niye soruşturma açtı diye de sorup mantıklı bir cevap aramaya da kalkmayın.


Bunun da öyle mantıklı bir cevabı yok.


Daha doğrusu aklınıza gelebilecek her alanda bu böyle.


Spor ayrı, sanat ayrı, siyaset ayrı falan demeyin. Onlar işlerine nasıl geliyorsa öyle davranırlar.


Başta Amerikan medyası olmak üzere Batı menşe’li sahte resimlerle “Türk Ordusu sivilleri katlediyor” haberlerinin yalan olduğunu ispat etmeye de çalışmayın. Zaten o yalan haberin kaynağı/uyduran ve yayanlar kendileri.


Kimi kime anlatmaya çalışacaksınız ki?


Onlarda Mehmetçiğin siviller zarar görmesin diye gösterdikleri aşırı hassasiyeti hatta kendi canlarını dahi verdiklerini çok iyi biliyorlar.


Boşuna üzülmeyin, yormayın kendinizi; neyin ne olduğunu onlar da çık iyi biliyorlar ama işlerine böyle geliyor.


Biz işimize bakalım.


Biz oyun kuran pozisyonuna gelmedikçe üzerimizde oynanan oyunları bozmaya çalışmakla tüketiriz tüm zamanımızı.


Biz birbirimize düşmeden, birlik ve beraberlik içinde, kaybedecek tek bir saniye bile olmadığının bilinciyle ne edip edip o seviyeye ulaşmalıyız. Tek çıkar yol bu.