Televizyonda bazen çöp toplayan, istifleyen kimselerin haberlerine denk gelir ve "Ne saçma! Böyle şey hiç olur mu?" diye söylenir dururdum.
Sonra Allah Resulü’nün (sav) “Kınamayın, kınadığınız başınıza gelmedikçe ölmezsiniz!” sözü hemen hatırıma gelir ve tövbe ederdim düşündüklerimden dolayı.
Daha sonra da ister istemez "Bunları buna iten nedir? Neden normalin dışında akla ve mantığa da ters olan bu şeyi yapıyorlar" diye düşünmeden edemezdim.
Olur-olmadık her şeyi istiflerler, "Belki ileride belki lazım olur" diye olur olmadık her eşyayı istifleyenleri bir nebze olsa da anlayabiliyor insan. Ama resmen çöp biriktirmek ise hiç normal değil.
Ama pek çoğumuzun da ileride lazım olur diye sakladığı pek çok şey hiç bir zaman lazım olmaz.
Aslında herkes bir şeyler biriktirir; Kimi maddi, kimi manevî.
Bazıları para biriktirir.
Bazıları anı/hatıra biriktirir.
Bazıları ise dost biriktirir.
Taşınma meselesi yüzünden yıllarca el sürmediğim eşyaları gözden geçiriyorum.
10 yıl önce, son 30 yılda sadece bir kere taşınmak mecburiyetinde kalmıştım. O zaman da alelacele taşınmak mecburiyetinde kalınca üstün körü ne var ne yoksa lazım mı değil mi diye hiç ayıt etmeden her şeyi paketleyerek taşınmak zorunda kalmıştım.
Öyle eşya falan dediğime bakmayın neredeyse hemen hepsi kitap ve gazetecilik arşivlerim.
Biraz da nostalji.
Onlarca koli bak bak bitmiyor.
Kitap ve arşiv deyince bende akan sular duruyor.
Duruyor durmasına ama sahibi değil kiracı olunca ve de taşınmak bir mecburiyet halini alınca iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Tabi biraz seçip lazım olmayanlar da atmak icap ediyor.
1940'lı yıllara, ikinci dünya savaşı yıllarına ait gazeteleri mi atalım?
40-45 yıldır her alanda oluşturmaya çalıştığım fotoğraf arşivini mi?
Hatırı sayılır bir dergi arşivinden hangilerini atmak doğru olur?
Yine 40 yıldır biriktirdiğim seçim broşürleri var.
Üniversitede iken lisans tezimin konusuna sıkıştırdığım Polatlı Basın tarihi arşivimi atsam çöpe ne olur? Yayın hayatına atılan her gazete ve derginin ilk ve sonraki önemli nüshaları vs.
Kendimin, çocuklarımın, ailemin önemli gördüğüm nostaljik eşyaları.
Bana sorarsanız hepsi birbirinden kıymetli.
“Bunu atamam, bu hiç atılmaz, şunun manevî hatırası var” diyerek yeniden paketledim pek çoğunu.
Atabildiğim ise bir kaç poşet bile değil.
Galiba bunlar lazım olur diye ayırdıklarımı yeniden daha farklı kriterlerle gözden geçirmem-elemem gerekecek.
Onlarca koli kitap hususunda hiç elemeye bile yeltenmedim.
Tam 42 yıldır kendi kütüphanemi bin-bir zahmetle oluşturdum.
Bir tanesini bile gözden çıkarmayı aklımın ucundan bile geçirmedim.
Bazı eşyalar da tıpkı bazı insanlar gibi muhafaza edilmeyi hak etmiyor nasıl olsa.
Atalım gitsin.
(Galiba bu nostaljik malzemelerle alakalı birkaç yazı daha çıkacak gibi)