Bilindik ve meşhur bir hikayedir Sarı Öküz..
Türkiye tam da şu anda enerji kaynakları ile lgili konuda benzer bir hikaye ve sınavdan geçiyor.
Dünya genelinde enerji kaynağına kendi topraklarında sahip olan ve işleyen ülkeler arasına giren Türkiye, Sarı Öküz hiyakesinden dem vurarak hareket etmeli ve asla ama asla Sarı Öküz’ü vermemeli.
Bakınız herkesin üç aşağı beş yukarı bildiği Sarı Öküz hiyakesinin ne olduğunu bir hatırlayalım.
“Otlakların birinde, bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzler deymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenemediği için bir çare düşünmüşler.
Topal aslan, yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış. Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış: “Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün, buraya sizden özür dilemek için geldik. Biliyorum, bugüne kadar sizlere zarar verdik ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o sarı öküzde. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de, barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizinle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, sizde kurtulun ve yine barış içinde yaşayalım”.
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküzü aslanlara vermişler. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruğu istemişler: “Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizleri de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Sizlere saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa, sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim”.
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruğu teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sayıları azaldıkça sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar ise küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane dahi ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, “verin bize şunu,yoksa karışmayız”demeye başlamışlar. Öküzler, birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, “Ne oldu bize,nerede kaybettik bu savaşı?
Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük”diye sormuş.