Türk toplumu olarak Son derece ciddi bir sosyal, ekonomik ve salgınla mücadele döneminden geçiyoruz.
Pek çok sosyal hayata dair etkinliğe yeniden kavuşmuş olsakta hala çekincelerimiz var.
Hala eş dost akraba ziyaretlerinden mahrum durumdayız.
Ancak bundan hiç gocunmamalı, tam aksine kendimizi ve sevdiklerimizi korumalıyız.
Ekonomik anlamda ise çok ciddi sınavlar veriyoruz.
Ülke olarak elimizdeki yastık altındaki birikimlerimizi neredeyse bitirdik.
Esnaflarla neredeyse hergün sohbet ediyoruz.
Çok ciddi iş kayıpları çok ciddi maddi yitirişleri var.
Her ne kadar normalleşme süreciyle işyerlerini açmış olsalarda hala zorluklarla mücadele ediyor ve eski kazançlarına kavuşmuş değiller.
Hepimiz kredilerle ayakta durur hale geldik.
Peki ya geri ödemelerin başladığı dönemde ne yapacağız?
Hiç kimse bugün dışında yarına dair plan yapmıyor.
Oysa virüs sadece Türkiye'de değil Dünya genelinde çok ciddi hasarlar bırakacak ve belkide onlarca yıl bu hasarın bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.
Gelelim işin sağlık boyutuna..
Hala hem kendi hem de başkalarının sağlığını hiçe sayan bir tutumda davranıyor ve umursamıyoruz.
Oysa yazımın başındaki ilk iki gündemde saydığım ve yaşadığımız zorlukların bitmesinin anahtarı virüsü yenmek.
Virüsü yenebilirsek sosyal hayatımıza da yeniden kavuşur, ekonomik olarak da düzelme imkanlarımız artar.
O halde ne yapıyoruz?
Maske, mesafe ve hijyene dikkat ediyor ve ne kendi hayatımızı ne de başkalarının hayatını riske atmıyoruz!