Oruç tutmak, İslam dininde önemli bir ibadettir ve Müslümanlar için Ramazan ayında farz kılınmıştır. Ancak, oruç tutmanın kişisel bir tercih olduğu ve herkesin buna katılmak zorunda olmadığı da unutulmamalıdır. Bu nedenle, herkes oruç tutmalı mı sorusuna net bir evet ya da hayır cevabı vermek mümkün değildir.
İslam’a göre, bireyin sorumlu olmasının temel şartları müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmaktır. Dolayısıyla bu şartlar, oruç ibadeti ile sorumlu olmanın da şartlarıdır. Buna göre, bir kimsenin Ramazan ayında oruç tutmasının farz olması için öncelikle müslüman ve âkil-bâliğ olması gerekir. İbadetlerle yükümlü olma şartlarını taşıdığı hâlde bazı özel durumlardaki kimselere oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. İbadetlerle yükümlü olmamakla birlikte ergenlik yaşına gelmeyen çocukların alıştırılmak ve ısındırılmak maksadıyla namaz kılmaları ve oruç tutmaları teşvik edilir. (Din işleri yüksek kurulu)
Bunun yanında Oruç tutmanın birçok faydası olduğu bilinmektedir. Fiziksel ve zihinsel sağlık açısından faydalıdır ve aynı zamanda manevi bir deneyimdir. Ancak, sağlık sorunları, yaşlılık, gebelik gibi durumlar nedeniyle bazı insanlar oruç tutamayabilirler. Bu nedenle, herkesin oruç tutmak için uygun olmadığı gerçeği de göz önünde bulundurulmalıdır.
İslam dini, ilke olarak, kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Bu genel ilke uyarınca farz olan Ramazan orucu ibadetini belli şartlara bağlı olarak erteleme veya fidyesini verme konusunda bazı ruhsatlar getirilmiştir. Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulmuştur: “Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir. ” (Bakara, 2/183-184)
Öte yandan, oruç tutmak sadece bir ibadet değil aynı zamanda bir kültürdür. İslam dininde, her Müslüman bireyin kendi inancına ve hayat tarzına uygun olarak ibadet etmesi gerektiği öğretilir. Dolayısıyla, oruç tutmanın kişisel bir tercih olduğunu ve herkesin buna katılmak zorunda olmadığını vurgulamak önemlidir.