Son günlerde kâbus gibi bir zaman geçirdik. Tüm kötülükler birbiri ardına sıralanmış bizleri derin bir kedere savurmuştu. Oysa Ekim ayı çok kıymetli, son derece değerli. Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere armağanı ve en güzel bayram diye adlandırdığı Cumhuriyet Bayramımız bu ayda yer alıyor. Evet! Gazi Atatürk, Ankara'nın bozkırında bir orman kurdu, çorak denilen topraklarda. Onun kurduğu orman her yere yayıldı. Altında nefes alır olduk, hayal kurar bulduk kendimizi. Atatürk, Cumhuriyet diyerek zor günleri ardında bıraktı. Uyandırmıştı bir milleti en ağır ve en uzun uykusundan. Kararlı bakışlarıyla, çelik gibi güçlü iradesiyle, en zor zamanlarda bile ortaya koyduğu cesaretiyle ve hep bir adım önde olmasını sağlayan zekâsıyla. Ardından tek tek yetiştirildi fidanlar, can suları verildi. İşte o fidanlar orman oldu. Tüm yurda yayıldı. Cumhuriyet, bir güneş gibi doğdu ülkemizin üstüne.

İşte o gün nihayet geldi. Her birimiz coşkuluyuz, umutluyuz. Bizlere verilen emanetin sadık bekçileriyiz. Ülkemizin dört bir yanından kalbimizi derin bir kedere sokan haberler alsak da aynı gökyüzü altında Atamızın yol göstericiliğinde durmadan çalışıp, çok daha iyisini hedefleyeceğiz. Ulu Çınar'ımızın dallarından tutup boy vereceğiz geleceğe. O, tam tamına 101 yıl önce bizlere eğitim hakkı verirken, seçme- seçilme hakkı verirken, özgür bir ülke verirken aynı heyecanı yaşıyordu. Bizim de heyecanımız 101 yıldır sürüyor.

Çağdaş bir uygarlık düzeyine ulaşmayı amaçlayan genç Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacak olup nice fidanları bünyesinde yetiştirecek, ardından orman olup nefes olacak.

Kutlu olsun Cumhuriyet

Cumhuriyetimizin 101. yaşı kutlu olsun