Yeme bozukluğu denilince akla ilk gelen hastalıklar anoreksiya nevroza ve bulimia nevroza oluyor. Fakat bir yeme bozukluğu daha var ki bu çoğu kişi tarafından bir bozukluk olarak görülmese de yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltıyor. Bu yeme bozukluğuna halk arasında tıkınırcasına yeme bozukluğu denmekte.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu; birçok insanın başına gelebilen bir durumdur. Yerken kontrolü kaybetme, tıkınırcasına yemek yeme, aşırı yemek yeme ve bunların sonrasında gelen suçluluk duygusu ve utanç olarak birbirini izleyen bir davranış biçimi olarak tanımlanıyor.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu, anoreksiya ve bulimiadan sonra ancak 2013 yılında bir tanı olarak kabul edildi. Fakat bu konuda hala bir farkındalık eksikliği mevcut. Bu sebeple bu durumu yaşayan insanlar doktora gitme ihtiyacı duymuyor, gitse de durumu açıklayamadığı için ihtiyacı olan yardımı alamıyor.
Bu yeme bozukluğunun araştırmalarda çok fazla yer almaması bu kişilerin yeterince temsil edilememesine ve bunun da tedavi geliştirme çalışmalarına yeterince katkı sağlanamamasına yol açıyor. Günümüzde tıkınırcasına yeme bozukluğu halen daha az fark edilmekte. Medyada daha çok anoreksiya görmeye devam ediyoruz. Hal böyle olunca bu yeme bozukluğu ile ilgili toplumun farkındalık geliştirmesi de maalesef daha yavaş ve zor oluyor. Bu farkındalık gerçekleşene kadar karanlıkta yürür gibi önümüzde ne olduğunu bilmeden çıkış yolu aramaya devam edeceğiz gibi görünüyor.