Son dönemde yapılan açıklamalarla gündeme gelen mülteci sorunu sadece savaştan kaçan ve ülkemize sığınan Suriyelilerden ibaret değil. Ülkemizde Fas, Afgan, İran, Arap, Azeri vs. gibi gelen çok sayıda sığınmacı veya vatandaşlık alan yabancı uyruklu kişiler var. Fakat bizim cadde ve sokaklarda gördüğümüz Suriyeliler ve Afganlar olunca Ülkede cirit atan sadece bunlar sanıyoruz. Ama durum hiç de öyle değil. Gidenler iyi bilirler İstanbul Taksim, Beyoğlu, Ümraniye taraflarına yolunuz düşerse siz de görürsünüz ki dersiniz burası benim ülkem değil, ben bu ülkede yabancı durumuna düşmüşüm tabelalar, dükkânlar, sokaklar, caddeler olmuş bir Halep diyecektir.

Huyunu, suyunu bilmediğimiz bazı sığınmacıların ülkede oluşturduğu güvenlik tehdidi ise işin cabası. Tacizler, kavgalar, dövüşler artık ikinci kuşağının doğumunu gerçekleştirdiği ülkemizde sesli ve tepkili düşünür ne yazık ki tepki verir hale gelmiş.

Neyse ki biz, yine de öyle düşünmeyelim yüce Türk milleti mazluma ve düşküne her zaman ülkesinin kapılarını açmıştır. Tarihte olduğu gibi hiçbir zaman mazlum ve garibanın hakkını yedirmeyen milletimiz yine kendi ülkesinde kendi vatandaşına acımadan kıyan Beşşar Esad’ın zulmünden kaçan Müslümanlara, insanlara sahip çıkmış batıya insanlık dersi vermiştir. Türkiye hiçbir zaman Yunanistan gibi sığınmacılara mermi sıkmamış aksine kucak açmıştır. Suriye’deki sığınmacılara karşı kör, sağır, dilsiz olan batı ise Türkiye’nin içine düştüğü durumu şimdi Rusya-Ukrayna savaşında daha iyi anlamaktadır.

Gelelim, şuan ki duruma Türkiye’de bulunan Suriyelilerin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklama ile geri dönmeleri çağrısına pek itibar edilmemiş gibi görülüyor.

Polatlı’da bulunan Suriyelilerden örnek verecek olursak hepsi işini gücünü kurmuş, evini barkını düzene sokmuş, hayatını bizler gibi Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarına tanınan tüm haklardan fazlaca faydalanarak sürdürmektedirler.

Şimdi şöyle bir soru da sormak akla gelmez mi? Neden rahatlarını bozsunlar ki? Net söyleyeyim gönüllü olarak hiçbir Suriyelinin ülkesine döneceğini düşünmüyorum. Hatta Türkiye’yi basamak olarak kullanacak ve en kısa zamanda bir açık bulduğunda çoluğunu çocuğunu ailesi toplayıp batıya kaçak olarak geçecek birçok Suriyelinin olduğunu düşünenlerdenim. Türkiye bu savaşta üzerine düşen görevi maddi ve manevi olarak bence yerine getirmiştir. Bedel ödenmiştir.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrıları sonrasında istek, arzu ve gönüllerinden gelecek şekilde ülkeden ayrılmayacağını bildiğimiz Suriyelilere karşı halkımızın da misafirperverlik duyguları artık öfkeye dönüşmektedir.

Polatlı’da sokakta dilenen Suriyelilere karşı bile tepkiler her geçen gün artmaktadır. Sürekli dillendirilen bu konu hakkında yasal prosedür netleştirilmeli ve uygulamaya biran önce geçilmelidir. Artık bu çağrılara Suriyelilerin kulak vermeleri ve kendileri için Suriye- Türkiye sınırında ayrılan alana geçmeleri gerekmektedir. Temennimiz o dur ki İnşallah geldikleri gibi huzur ve refah içerisinde ülkelerine dönerler.

Polatlı’daki Suriyelilerin sayısına gelecek olursak ciddi rakamlara ulaştığını düşünmekteyiz. Net bir rakam yetkililerce verilmezken, sayının 10 - 15 bin civarı olduğu düşünülmektedir. Polatlı iş, imkân, tarım ve olanaklar yüzünden Suriyelilerin arayıp da bulamadığı yerlerin başında gelmektedir. Bugün ilçe sanayi bölgesine gidin her sektörün kalfa ve çırakları Suriyelilerden oluşmaktadır. Yokluk çalışmak hayatta kalmak azmi beraberinde getirdiği gibi hayata tutunmayı da bu ölçüde Suriyelilere kaçınılmaz hale getirmiştir. Umarım ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği noktasında yasal çözümlerle misafirperverliğin sonunda geldikleri gibi giderler. Sağlıcakla Kalın.