6 Kasım 1981’de, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile hayata geçirilen Yükseköğretim Kurulu (YÖK),  o dönemde yaşanan sosyal ve siyasi sorunlar karşısında yükseköğretim sistemini yeniden yapılandırmak amacıyla kuruldu. Türkiye’de merkezi bir denetim sistemi oluşturulması hedeflenen bu reform ile akademik ve kurumsal dönüşüm süreci başlatıldı.

YÖK ÇATISI ALTINDA TOPLANDI 

1981 öncesinde Türkiye’de yükseköğretim beş farklı türden kurumla yürütülüyordu: Üniversiteler, akademiler, iki yıllık meslek yüksekokulları, eğitim enstitüleri ve mektupla öğretim hizmeti sunan YAYKUR.  Ancak yükseköğretimdeki hızlı büyüme ve kontrolsüz çeşitlilik, 1960’lı ve 70’li yıllarda sistemin verimliliğinde sorunlara yol açtı. 1980’lere gelindiğinde köklü bir reform ihtiyacı doğmuştu. YÖK’ün kurulmasıyla birlikte tüm yükseköğretim kurumları YÖK çatısı altında toplandı, akademiler üniversite bünyesine dahil edildi, eğitim enstitüleri eğitim fakültelerine dönüştürüldü ve meslek yüksekokulları ile konservatuvarlar üniversitelere bağlandı.

Polatlı'daki Besiciler Su ve Gübre Sorunu Çekiyor Polatlı'daki Besiciler Su ve Gübre Sorunu Çekiyor

1982 Anayasası ile yükseköğretimdeki yetkileri genişletilen YÖK; üniversitelerde dekan atamaktan rektör önerisine, bütçe kontrolünden müfredat düzenlemeye kadar pek çok konuda etkili rol oynuyor. 2016 yılında kullanıma sunulan YÖK Atlas uygulaması ise öğrencilerin üniversite tercihlerinde yol gösterici bir kaynak haline geldi. Bu uygulama ile öğrenciler, farklı bölümlere yerleşen adayların puan ve sıralama bilgilerine ulaşabiliyor, böylece tercih sürecinde daha bilinçli hareket edebiliyor.

 30 Temmuz 2021 tarihli ve 374 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Erol Özvar, YÖK'ün şu anki mevcut Başkanı olarak görevini sürdürüyor. 

Muhabir: TUĞBA AKKESEN