Yazar Sümer Tek'in "Efeli Hayriye" adlı kitabı, Ötüken Yayınevi tarafından yayınlandı. Yazar Tek kitabıyla ilgili, "Hayatlarımız, kimi derin izler bırakan, hatta kimi hayatımıza yön veren hikâyelerden ibaret. Torunları olmakla iftihar ettiğim Sunguroğulları'nın doğup büyüdüğüm çevrede köklü bir tarihi vardı. Bu kadim tarihin izleri günlük yaşantımda her an karşıma çıkıyordu. Annemin köyü olan Karatay'daki aynı ismi taşıyan han, asırlar boyunca mensubu olduğum Sunguroğulları tarafından korundu ve işletildi. Çocukluk yıllarında o han içinde koşup oynarken, annemin bu handa yaşadıklarına dair anlattıklarını dinlerken kendimi sanki masal diyarında hisseder, çok mutlu olurdum" dedi.
ANADOLU İRFANININ KÜLTÜR VE SANATA YANSIMALARINA ŞAHİT OLDUM
"Kim bilebilirdi ki yıllar sonra yazacağım kitaba isim olan 'Efeli Hayriye' hikayesine o handa geçen bir sahne ile başlayacağımı" diyen Tek, "Aslında çocukluğumdan itibaren Anadolu irfanının kültür ve sanata yansımalarına şahit oldum. Fark ettiğim her değer, milletime olan sevgi ve inancımı artırdı. Annemin dokunduğu halılardaki motifler, halı tezgahı başındaki sohbetlerin bir kısmı hikâye kıyafeti giyinip kendine yer buldu Efeli Hayriye'de. Aslında Efeli Hayriye, bin yıllık vatanımız Anadolu'da alın teri, göz nuru ve şehit kanıyla vücuda getirdiğimiz güzelliklerden bir demettir. Efeli Hayriye Anadolu'dur" diye konuştu.
DÜĞÜMÜN BİR UCUNDAN TUTUP ÇÖZMEK KALIYOR
Kitabın tanıtımında ise şu ifadeler yer aldı: "Efeli Hayriye. Bir kokuda, bir desende, bir eşyada yahut bir türküde büyüyen hatıraların kitabıdır bu. Ata yadigârı hanların önünde bekleşirken gerçekleşen yiğitlik hikâyelerinin serencamına, Anadolu’nun her biri başka anlama gelen motifleriyle Efeli Hayriye'de şahit olacaksınız. Dili lâl bir kızın sesini kuşlara emanet etmesi, bayramların en gururlu ve en yetim yanı, gaz lambasının ışığında yaşmak bağlayan kadınlar, evlatlarını yitiren anneler, balıkçı barınakları, başkasının hayatında kendini görmenin ne olduğu, iki arada bir derede yapılan zor seçimler, hayatın belki de en ağır yükü olan isimlerin hikâyelerine nakış nakış işlenirken geriye sadece düğümün bir ucundan tutup çözmek kalıyor."
İHA