Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü askeri operasyonlara tepki göstermek ve hukuki sürecin başlatılması talebinde bulunmak amacıyla Ankara Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı.
"BU TOPRAKLAR DEDELERİMİZİN KANIYLA ALINDI"
Basın açıklamasını yapan Avukat Ahmet Salih Güllü, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin “soykırım” ve “insanlığa karşı suçlar” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği vurguladı. Özellikle Türkiye vatandaşı olan ya da çifte vatandaşlığı bulunan kişilerin bu suçlara karışması halinde yargılanması istenildi. Güllü, “Alt kat komşunuzun babanızı öldürdüğünü ve ceza almadığını düşünün. Ya da iş arkadaşınız evladınızı öldürmeyi planlıyor. Kapı komşunuz, anne babanızı öldürmek için silah almış vakit kolluyor. Böyle birinin hayatınızda olmasını ister misiniz? Onu kovarsınız. Biz de bunu söylüyoruz: Bu topraklarda, Gazzeli bebeklerin kanına bulanmış katilleri istemiyoruz" dedi.
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılara katılan kişilerin Türkiye’ye alınmaması ya da yargılanması gerektiğini dile getiren ve bu kişilerin ülke içinde bulunmasının “vicdanları yaraladığını” belirten Güllü, “Atın bu siyonistleri bu ülkeden. Bu topraklar dedelerimizin kanıyla alındı, onların ayak izleriyle kirletilmesin” şeklinde konuştu.
"ONLARA ÖZGÜVEN VEREN BİZİM TEPKİSİZLİĞİMİZDİR"
Gazze’ye doğrudan müdahale etme imkanının olmadığını belirten ANFİDAP üyeleri, Türkiye içinde yapılabilecek en somut adımın, bu suçlara ortak olanların yargılanması olduğunu ifade ederek, “Gazze’ye gidemiyoruz, onlara su bile veremiyoruz. Bari bu suçluların ellerini kollarını sallayarak dolaşmalarına izin vermeyelim” diyen Güllü, sessiz kalınması durumunda benzer olayların Türkiye’yi de hedef alabileceğini öne sürdü.
Güllü, İsrail’in Gazze’de camileri bombaladığını, hastaneleri yerle bir ettiğini, sivilleri öldürdüğünü ve tüm bunları sosyal medyada açıkça paylaştığını belirterek, şu sözlerle devam etti:
“Bu katiller bebekleri yaktı, camileri yıktı, kutsallarımıza hakaret etti. Peki hala neden yargılanmıyorlar? Çünkü biz sessiziz. Onlara özgüven veren bizim tepkisizliğimizdir.”
Basın açıklamasında, İsrail’in askeri operasyonlarına katılanların yalnızca Filistin için değil, Türkiye için de bir “milli güvenlik tehdidi” olduğu iddia edildi. Güllü, yetkililere çağrıda bulunarak şunları söyledi:
“Türk Ceza Kanunu’nun 76 ve 77. maddeleri gereğince soykırım ve insanlığa karşı suçlar açıkça tanımlanmıştır. Aynı şekilde, TCK 13. madde ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 2. maddesi de bu olaylar için işletilmelidir. Türkiye pasaportlu siyonistler derhal yargılanmalı, cezalandırılmalıdır.”
Açıklama, platformun “Ülkemizde siyonist istemiyoruz” sloganıyla sona erdi. Güllü, katliamın sorumlularının yargılanmasının sadece bir hukuk meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir vicdan sorunu olduğunu belirterek, “Bu topraklarda tek bir siyonist kalmayıncaya kadar haykırmaya devam edeceğiz. Bu sadece Filistin’in değil, Türkiye’nin de davasıdır” ifadelerine yer verdi.
