3 Mart, dünyaca ünlü bilim insanı Alexander Graham Bell’in doğum günü ve aynı zamanda Dünya Kulak ve İşitme Günü olarak kabul ediliyor. Bell’in annesi ve eşinin işitme engelli olmasından ilham alarak yaptığı çalışmalar, işitme engellilere yönelik önemli adımların atılmasına yol açtı. Bugün dünya çapında 360 milyondan fazla işitme engelli bulunuyor. 

İşitme kayıplarının sebepleri arasında, kalıtsal faktörler, geçirilen hastalıklar, ilaç kullanımı ve doğum sırasında yaşanan sorunlar bulunuyor. Bugünlerde işitme kayıplarının erken tespiti büyük önem taşıyor çünkü erken müdahale, tedavi sürecini kolaylaştırıyor ve çocukların gelişimini olumlu yönde etkiliyor.

ERKEN TANI İYİLEŞME ORANINI ARTIRIYOR 

Özellikle son yıllarda yapılan araştırmalar, işitme kaybının en kritik dönemi olarak yenidoğan dönemini işaret ediyor. Ülkemizde 2004 yılından itibaren Yenidoğan İşitme Tarama Programı uygulanıyor. Uygulanan bu program sayesinde her yıl binlerce bebek işitme kaybı açısından taranıyor. Göz ardı edilen gerçeklerden birisi ise her bin bebekten 1-3’ünün doğuştan ileri derecede işitme kaybı ile doğması. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar ve kulak enfeksiyonları ile bu oran %6’ya çıkabiliyor.

Erken tanı ile işitme kaybı yaşayan bebekler, cihaz ve rehabilitasyon ile sağlıklı bireyler haline gelebiliyor. İleri derecede işitme kaybı olan bebeklerin, en geç altı ay içinde teşhis edilip, cihazlandırılması, konuşma becerilerinin normal gelişimine büyük katkı sağlıyor. Ayrıca, ani işitme kaybı yaşayan bireylerde de hızlı tedavi, iyileşme oranını artırıyor.

Şehit Astsubay Can Çalışkan kabri başında dualarla anıldı Şehit Astsubay Can Çalışkan kabri başında dualarla anıldı

Dünya Sağlık Örgütü, işitme kaybına yol açan faktörlerin %50’sinin önlenebilir olduğunu belirtiyor. Aşılar, iç kulağa zarar veren ilaçların dikkatli kullanımı, aşırı gürültülü ortamlar ve orta kulak iltihapları gibi risk faktörlerine karşı alınacak önlemler, işitme kaybının önüne geçilmesinde önemli rol oynuyor.

Muhabir: TUĞBA AKKESEN