Hacettepe Üniversitesi’nde sürdürülebilir tüketim ve kentleşme konularına dikkat çekmek amacıyla “Sürdürülebilir Tüketim ve Sürdürülebilir Kentler” paneli düzenlendi. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde gerçekleştirilen etkinlik, alanında uzman isimleri ve üniversite öğrencilerini bir araya getirdi.
ÖĞRENCİLERDEN YOĞUN İLGİ
Bugün saat 10.00’da Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü K Salonu’nda gerçekleşen panele, üniversite öğrencileri yoğun ilgi gösterdi. Panelin sonunda konuşmacılar, öğrencilerden gelen soruları tek tek yanıtladı.
UZMAN İSİMLER BİR ARAYA GELDİ
H.Ü. Tüketici-Pazar-Araştırma-Danışma-Test ve Eğitim Merkezi (TÜPADEM) Müdürü Prof. Dr. Arzu Şener’in yöneticiliğini yaptığı panelde, Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Avni Dilber, Ankara Kent Konseyi Başkan Vekili Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin ve Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç konuşmacı olarak yer aldı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TÜKETİM VE KENTLEŞME KONUŞULDU
Panelin açılışında konuşan Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Avni Dilber, "Sürdürülebilirlik Çağında Tüketicinin Korunması" başlıklı sunumunda tüketici haklarının korunması ve bilinçlendirme çalışmalarına dikkat çekti. Dilber, tüketici bilincinin yıllar içinde büyük bir gelişme gösterdiğini belirterek, "Yüzde 3-5 seviyelerinde olan tüketici bilinci artık neredeyse yüzde 100'e ulaştı" dedi.
SORUNLARA KAYNAĞINDAN ÇÖZÜM ÜRETİLİYOR
Ticaret Bakanlığı olarak tüketici sorunlarına çözüm üretirken, şikâyetleri değerlendirmek yerine sorunların kaynağında çözülmesine yönelik tedbirler geliştirdiklerini belirten Dilber, "Tüketiciler, yaşadıkları herhangi bir mağduriyet karşısında ilgili kamu kurumlarına başvurduklarında, sorunlar ihtisas alanlarına göre değerlendirilmektedir. Bu başvurular, aynı zamanda denetimlerimizin temelini oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR MEVCUT ŞEHİR OLDUĞU HALİYLE SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİLDİR"
Ankara Kent Konseyi Başkan Vekili Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin ise “Sürdürülebilir ve Dirençli Kentlerde Haklarımız” başlıklı konuşma gerçekleştirdi. Şahin, konuşmasında 2. nesil çalışma ve yaşamla ilişkin haklar, 3. nesil dayanışma hakları ve son olarak da 4. nesil kent hakları konusunu ele aldı. Şehirlerin yaşayan organizmalar gibi olduğunu belirten Şahin, yapı stokunun zamanla ekonomik ömrünü tamamladığını ve düzenli olarak yenilenmesi gerektiğini ifade etti. Şahin, sürdürülebilir şehirler yaratma sürecinde mevcut yapıları iyileştirme ve yeni yerleşim alanlarını doğru planlama konularının önemine değinerek şunları söyledi:
"Hiçbir mevcut şehir olduğu haliyle sürdürülebilir değildir. Ancak kentler yaşayan varlıklardır ve yapı stoğu zamanla yenilenmek zorundadır. Türkiye’de bina mantolaması uygulamalarıyla enerji verimliliğinde yüzde 20’ye varan tasarruf sağlandı. Yeni yerleşim alanlarının planlanması ise sürdürülebilir şehirleşme adına büyük bir fırsat sunuyor. Bu alanlar, suyu ve enerjiyi etkin kullanan, hatta kendi enerjisini ve gıdasını üreten sistemlerle donatılmalı."
Şahin, örnek olarak Toyota’nın Hindistan’da sürdürülebilir bir yerleşim birimi kurduğunu söyleyerek, şehirlerin yalnızca büyüme amacıyla değil, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda planlanmasının gerekliliğini vurguladı.
"GELECEĞE DAİR KAYNAKLARIN YÜZDE 73'TEN FAZLASINI TÜKETMİŞ DURUMDAYIZ"
Son olarak Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç, “Yanıltıcı Çevresel Beyanlar” konusuna dikkat çekti. "Tüketicilerin evrensel haklarından bir tanesi de bilgilenme hakkı" diyen Kılıç, bilgilendirme hakkında problemler olduğunu söyledi. Dernek Başkanı Kılıç konuşmasında, günümüzün ihtiyacının karşılanırken geleceğinde korunması gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Sağlık problemleri her geçen gün artıyor ve farkına varamadığımız pek çok sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Sürdürülebilirlik kavramını ele aldığımızda, bugünün ihtiyacını karşılarken geleceği de korumak zorundayız. 2023'te yapılan bir araştırmaya göre, normal kullanım süresinin dışında geleceğe dair kaynakların yüzde 73'ten fazlasını tüketmiş durumdayız. Bu ciddi bir problem. Bir tarafın büyük bir zenginliğe sahip olduğu, diğer tarafın ise açlık ve yoksullukla mücadele ettiği bir toplumda düzeni sağlamak mümkün değildir" ifadesine yer verdi.
