Yaman, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının başlangıcıyla birlikte okulların ve eğitim sisteminin güncel durumunu ele alarak, eğitim sistemindeki ciddi sorunlara dikkat çekti.
"İKTİDAR EĞİTİM ALANINDA TAHRİBATA YOL AÇTI"
AK Parti'nin 22 yıllık iktidarında eğitim alanında yaşanan aksaklıkları ve tahribatları vurgulayan Yaman, “Bugün okul öncesi ve birinci sınıf öğrencilerimiz için okullarımızda 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk ders zili çaldı. Önümüzdeki hafta tüm öğrencilerimiz okula dönmüş olacaklar. Ne yazık ki ne okullarımız ne de AK Parti iktidarının 22 yılda eğitim sistemini getirdiği durum öğrencilerimizin, velilerimizin, öğretmenlerimizin, yöneticilerimizin ve eğitim çalışanlarının heyecanlarını, isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılamaya hazır değil" şeklinde konuştu.
"MODELİN İHTİYAÇ ANALİZİ VE PİLOT ÇALIŞMASI YAPILMADI"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis Üyesi Özgür Yaman, bu yıl 1., 5. ve 9. sınıf öğrencileri ile öğretmenler için uygulamaya konulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli hakkında önemli eleştirilerde bulundu. Yaman, modelin ihtiyaç analizi ve pilot çalışmalarının yapılmadığını, sürecin katılımcı ve şeffaf olmadığını, bilimsel dayanak ve kaynakça eksiklikleri taşıdığını belirtti. Uzmanlar tarafından karşı çıkılmasına rağmen onaylanan modelin eğitimde olumsuz etkiler yaratabileceğini ifade eden Yaman, CHP olarak Danıştay'da dava açarak modelin iptali ve yürütmenin durdurulmasını talep ettiklerini duyurdu.
"ÖĞRETMENLERİN DİPLOMASINI ÇALMAYA YÖNELİK BİR DÜZENLEME"
CHP'li Yaman, ayrıca Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'ni de eleştirdi. Teklifin, öğretmenlik mesleğini düzenlemektense, sadece atama bekleyen öğretmenleri elemek amacıyla hazırlandığını öne sürdü. Öğretmenlerin haklarının tanımlanmadığını, diğer eğitim çalışanlarıyla ilgili bir düzenleme yapılmadığını ve özel sektörde çalışan öğretmenleri kapsamadığını belirtti. Teklifin, öğretmenlik mesleğinin itibarını artırma ve öğretmenlerin haklarını tanımlama amacından uzak olduğunu vurgulayan Yaman, öğretmenlerin diplomasını çalmak olarak nitelendirilen bu düzenlemeye karşı olduklarını ifade etti.
"NEREDEYSE BÜTÜN OKULLAR ÖZELLEŞTİRİLDİ"
Öğretmen açığı ücretli öğretmenlik adı altındaki emek sömürüsüyle kapatılmaya çalışıldığını söyleyen Yaman, okulların neredeyse özelleştirildiğini belirterek şunları ekledi:
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis Üyesi Özgür Yaman, bu yıl okulların öğretmen ataması yapılmadan açıldığını belirtti. Bakanlığın Danıştay'a açılan davayı bahane göstererek mülakat sonuçlarını açıklamadığını ve öğretmen atamalarını gerçekleştirmediğini ifade eden Yaman, bu durumun hem öğretmenleri hem de öğrencileri mağdur ettiğini vurguladı.
Yaman, eğitimdeki sorunların yalnızca öğretmen atamalarıyla sınırlı kalmadığını, okulların genel durumunun da içler acısı olduğunu belirtti. 22 yıllık AK Parti iktidarının okullarda çocuklara bir öğün yemek veremediği gibi, temiz içme suyu sağlayamadığını söyledi. Okulların güvenli ve sağlıklı eğitim ortamları olma niteliğinden uzak olduğunu, temizlik ve güvenlik görevlisi maaşlarından boya badana, çatı tamiri, sınıf bakımı, kırtasiye malzemeleri ve hijyen malzemeleri alımına kadar birçok konuda okulların neredeyse özelleştirildiğini belirtti.
"EĞİTİM SİSTEMİ BİR İMTİYAZ HALİNE GELDİ"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis Üyesi Özgür Yaman, AK Parti iktidarının eğitim sisteminde yarattığı imtiyazları eleştirdi. Konuşmasında, kamusal, parasız ve eşit eğitimin sona erdiğini, devlet okullarının ailelerden alınan katkı payları sayesinde ayakta kalmaya çalışan özel okullara dönüştüğünü ifade etti. Yaman, devletin okul binalarını sağlamak, öğretmen maaşlarını ödemek, elektrik, su ve yakacak masraflarını karşılamakla sınırlı bir rol üstlendiğini belirtti.
Yaman, temizlik ve güvenlik görevlisi maaşları, boya badana, çatı tamiri, sınıf bakımı, kırtasiye ve hijyen malzemelerinin alımı gibi konularda okulların neredeyse özelleştirildiğini vurguladı. Ailelerin katkı payı veremediği, yoksul bölgelerdeki okulların ve çocukların güvensiz, sağlıksız ve hijyenden yoksun binalarda eğitim almak zorunda kaldığını belirtti.
Özgür Yaman, AK Parti iktidarının eğitim sistemini getirdiği noktada nitelikli eğitimin her çocuk için bir hak olmaktan çıkarak, sadece ailelerinin imkanları el veren çocukların erişebildiği bir imtiyaz haline geldiğini ifade etti. Bu durumun eğitimde eşitsizlik yarattığını ve sosyal adaleti zedelediğini vurguladı.
“EĞİTİMİN NİTELİĞİ DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR”
Okulların, öğretmen atamaları yapılmadan açıldığını ve bu durumun hem öğretmenleri hem de öğrencileri mağdur ettiğini belirten Yaman, eğitimde nitelik kaybının ve dinselleşmenin arttığını söyledi. Ayrıca, devlet okullarının kamusal eğitim anlayışından uzaklaştığını ve aile katkı paylarına bağımlı hale geldiğini ifade ederek şunları söyledi:
“AK Parti iktidarında eğitim piyasalaşmış, özel okullar AK Parti tarafından sistematik şekilde desteklenmiştir. Atanmayan öğretmen sorunu özel okullara ucuz işgücü sağlamak için bilinçli olarak yaratılmıştır. Uygulanan sınav sistemlerinin, kamu okullarında yaşanan nitelik kaybının ve eğitimde dinselleşmenin sonucunda, çocuklarının nitelikli, bilimsel ve laik eğitim almasını isteyen veliler çareyi özel okullarda bulmuştur. Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AK Parti'nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür. Mesleki ve teknik eğitimin itibarı giderek zedelenmiş, eğitimin niteliği düşürülmüş, bu okullar öğrenciler tarafından tercih edilmez hale gelmiştir. Mesleki ve teknik eğitim kurumları sosyoekonomik olarak dezavantajlı kesimlerden gelen akademik başarısı düşük öğrencilerin tercih ettiği okullar haline gelmiştir. "4 gün işe 1 gün okula" diye yoksul ailelerin çocuklarına tek alternatif haline getirilen MESEM'ler çocuklarımızın devlet eliyle ucuz ve güvencesiz işgücü olarak kullanıldığı, çocuklarımızın yaralandığı ve öldüğü bir projeye dönüşmüştür. İSİG meclisi verilerine göre, 2024 yılının ilk 7 ayında MESEM programı kapsamında 9 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.”
"EĞİTİM DİNSELLEŞTİRİLDİ"
Son olarak eğitim sisteminin laik ve bilimsel eğitimden uzaklaştığını belirten Yaman, yönetici kadrolar devletin çalışanı değil AK Parti'nin çalışanı haline geldiğini ifade etti. Yaman, "22 yıllık AK Partidönemi iktidarı genel olarak Cumhuriyetle ve onun ulusal egemenlik anlayışıyla savaş halinde geçmiştir. Liyakatsiz kadrolaşma, mevzuat ve program değişiklikleri, protokol ve özel teşviklerle dini tarikatlarla ilişkili vakıf ve derneklerin eğitimin paydaşı yapılması, Diyanet İşleri Başkanlığının eğitim-öğretim faaliyetlerinin daha fazla içine alınması yoluyla eğitim dinselleştirilmiştir" şeklinde açıklamalarda bulundu.
AK Parti iktidarı ve atanmış Bakanları, 22 yıldır eğitim sistemimize bilinçli olarak, sistematik biçimde saldırıda bulunduğu söyleyen Yaman, "Tüm kademelerde, tüm paydaşlar için eğitim her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin niteliği bilinçli olarak düşürülmüştür. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı esnasında Maarif Kongresini toplayarak eğitim ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine uygun olarak iktidarımızda eğitime yeterli bütçe ayrılacak ve sorunlar çözülecektir. Belediyelerimizde gerçekleştirilen başarılı projeler iktidarımızda yapacağımız işlerin habercisi niteliğindedir" şeklinde ifadelerini kullandı.