Çankırı’da Hititler döneminden bu yana tuz elde edilen ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan mağara, milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlamaya devam ediyor. Türkiye’nin en büyük tuz mağarası olma özelliğini taşıyan bu alanın bir kısmında tuz rezervinin tükenmesinin ardından ziyarete açıldı. Uzmanlara göre mağaranın oluşumu, 7 ila 9 milyon yıl öncesine, okyanus sularının çekilip kıtaların oluşmasına dayanıyor.
TUZDAN YAPILMIŞ HAYVAN HEYKELLERİ
Çankırı Tuz Mağarası, Türkiye’nin tuz ihtiyacını 400 yıl, dünya genelindeki ihtiyacı ise 40 yıl karşılayabilecek büyüklükte bir rezerve sahip. Mağara içinde, tamamı tuzdan yapılmış heykeller bulunuyor. Bu eşsiz mağarayı keşfetmek isteyen ziyaretçiler, tuz cennetinin içerisinde bir tura çıkıyor.
BEDENİ YOK OLMAYAN EŞEK ZİYARETÇİLERİ ŞAŞIRTIYOR
Mağaradaki en ilginç detaylardan biri, özel bir alanda sergilenen tavşan ve eşek oluyor. Cam fanus içinde muhafaza edilen bu hayvanlar, yıllar önce ölmelerine rağmen çürümeden günümüze ulaştı. Çankırı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'nde görevli Burak Karaboğa, eşeğin yaklaşık 300 yıl önce ayağının kırılması nedeniyle mağarada mahsur kaldığını ve burada hayatını kaybettiğini belirtti. Tuzun doğal koruyucu etkisi sayesinde eşeğin bedeni hiçbir bozulma olmadan günümüze kadar geldi. Çankırı Tuz Mağarası’nın sembolü haline gelen bu eşeğin, ziyaretçileri şaşkına çevirdiğini söyleyen Karaboğa, bu durumun kurban bayramlarından sonra hayvan postlarının tuzlanarak korunmasına benzediğini ifade etti.