Ankara, geçmişten bugüne Türk kültürünün izlerini taşımaya devam eden bir şehir olarak, tarihindeki önemli geleneklerinden birini yaşatmaya devam ediyor: Seymenlik. Bu gelenek, eski Türk boylarının göçebe yaşam tarzından gelen silahlı birliklerin koruma görevini üstlenen seymenlerin, zamanla toplumda büyük bir saygınlık kazanmalarıyla şekillenmiştir.
Seymenler, önceleri kervanları koruyan göçebe birliğiyken, zamanla köylerden köylere düğün alayları düzenleyen, davul ve zurna eşliğinde coşkulu gösterilerde bulunan atlı kahramanlar haline gelmiştir.
Bugün, bu geleneğin en güçlü temsilcisi Ankara'da yaşıyor. Atatürk'ün 1932 yılında “Seymenlik Geleneğini Yaşatın” talimatıyla kurulan Ankara Kulübü Derneği, bu kadim geleneği modern dünyada yaşatmayı sürdürüyor. Seymenler, her yıl düzenlenen alaylarda, geçmişin izlerini taşıyan kostümleriyle büyük bir gösteri sergiliyor. Davulcuların çaldığı zeybek havaları ve efe başlarının taşıdığı sancağın ardında, Anadolu'nun derin kültürel mirası yer alıyor.
KADİM GELENEK DEVAM EDİYOR
Seymen alayı, yalnızca bir kültürel gösteri değil, aynı zamanda halkın bir araya geldiği, millî duyguların güçlendiği bir anı. Tarihsel köklerinden gelen bu âdet, günümüzde de toplumda bir araya gelme, aidiyet duygusunu pekiştirme amacını taşır. Seymenler, Ankara'da ve çevresindeki köylerde her yıl toplandıklarında, hem bir arada olmanın hem de tarihlerine sahip çıkmanın önemini bir kez daha vurgularlar. Seymen alayları, halkın duygusal bir bağ kurarak yaşadığı, cesaretin ve kahramanlığın simgesi haline gelmiştir.
Ankara'da düzenlenen bu alaylar, aynı zamanda kültürel mirasa sahip çıkmanın bir yolu olarak halkı bir araya getiriyor. Zeybek oyunları, seymenlerin enerjik adımları ve davul zurna eşliğinde yapılan danslar, tarih boyunca bu geleneği sürdürmek için büyük bir önem taşıyor. Seymenlik geleneği, sadece bir eğlence değil, aynı zamanda köklü bir tarihsel mirası yaşatmanın da bir simgesidir.