Ankara'nın tarihi, sadece topraklarında değil, su yollarında da izlerini taşımaya devam ediyor. Romalıların yaklaşık 600 yıl boyunca Ankara'nın su ihtiyacını karşılayan su kanalı, bugün şehrin zengin geçmişine ışık tutuyor. Ancak bu su kanalları, zamanla istilalar ve güvenlik kaygılarıyla bambaşka bir kimlik kazandı.
7. yüzyılda Arap-Sasani akınları ve istilalarının yoğunlaştığı dönemde, Bizanslılar Ankara'nın korunmasını öncelik haline getirdi. Şehrin ileri gelenlerinin girişimiyle Ankara Kalesi'nin dış surlarının (2. sur) bu dönemde inşa edildiği düşünülüyor. Ancak surların inşası için kullanılan taşlar, Roma dönemine ait yapılardan ve su hattına ait künklerden alındı. Böylece, Romalıların inşa ettiği su yolu, kale surlarında yeniden hayat buldu.
KALE SURLARINDA YENİDEN HAYAT BULDU
Ankara Kalesi'nin doğu tarafında, su hattına yakın bölgelerde halen görülebilen bu künkler, tarihin taşlara işlenmiş izlerini taşıyor. Bent Deresi’ne uzanan gizli geçitler ve su kuyuları, o dönemde istilalar sırasında halkın su ihtiyacını karşılayan en önemli kaynaklardı. Bugün, bu künklerin pek çoğu Roma Hamamı bahçesinde sergileniyor ve yüzlerce yıllık kireç tabakasıyla kaplanmış halleriyle zamana meydan okuyor.
Kalenin surlarına yerleştirilen Roma dönemine ait yapı parçaları, tarih meraklılarına hem bir arkeolojik bulmaca hem de geçmişe açılan bir pencere sunuyor. Bunun yanı sıra, Roma’nın zafer tanrıçası Nike figürlü anta başlığı gibi yapılar, şehrin kültürel mirasının ne kadar derin olduğunu ortaya koyuyor.
Ankara’nın taşlarında saklı bu su ve savunma hikâyesi, ziyaretçilere hem tarihin karmaşık dokusunu hem de medeniyetlerin birbirine kattığı değerleri görme fırsatı sunuyor. Şehrin derin geçmişi, her bir künk ve taşta yeniden keşfedilmeyi bekliyor.