1925 yılında Türkiye’nin hukuk eğitimine yön veren bir adım atılarak kurulan Ankara Hukuk Mektebi, eğitim hayatına başladığı günden itibaren birçok ilke ve yeniliği de beraberinde getirdi. Okulun kuruluş aşamasında, henüz Ankara’da bir üniversitenin bulunmaması nedeniyle “fakülte” adı yerine “Ankara Adliye Hukuk Mektebi” ismiyle anılmasına karar verildi. Eğitim müfredatında ise Mecelle’nin okutulmaması, Türk Hukuk Tarihi kürsüsünün kurulması ve “Usul-u Fıkıh” dersinin kaldırılması gibi önemli değişiklikler yapıldı.
MÜDERRİS YERİNE 'PROFESÖR' KULLANILDI
Eğitimde benimsenecek yöntemler üzerine gerçekleştirilen tartışmalar sonucunda, bilimsel araştırma ve eleştiri odaklı bir yaklaşım tercih edildi. Bu çerçevede Medeni Hukuk, Cezaiyat, İktisat, Ticaret, İdare Hukuku gibi pek çok alanda dersler verilecek şekilde düzenlenen müfredat, Türkiye’de hukuk eğitiminin gelişimi açısından büyük bir adım olarak kabul ediliyor.
Okulun akademik kadrosunun ünvanı da dikkat çekici bir şekilde belirlendi. Dönemin önde gelen hukukçularından oluşan komisyonda, hocalara verilecek ünvan konusunda uzun süren tartışmalar sonucunda “müderris” yerine “profesör” ünvanının kullanılmasına karar verildi. Bu yenilik, Türk yüksek öğretim tarihinde bir ilki temsil ederken, “profesör” kelimesi de Türkçeye kazandırılmış oldu.