Başkentin köklü tarihini Ankara Kalesi’nin eteklerinde yaşatan Sultan Alâeddin Camii, Ankara’nın ilk camisi olarak bilinmektedir. Türkler’in 1073 yılında Ankara Kalesi'ni fethetmesinin ardından inşa edilen bu tarihi cami, Osmanlı Dönemi'nde cuma namazının kılındığı tek cami olarak da öne çıkmaktadır. İnşa edildiği dönemde 5 bin kişilik kapasiteye sahip olan cami, günümüzde yalnızca bir ibadet merkezi olarak değil, aynı zamanda Ankara’nın dini, kültürel ve mimari tarihinin de bir simgesi olarak varlığını sürdürmektedir.
TARİHE TANIKLIK EDEN 840 YILLIK MİNBER
Cami, inşa edildikten sonra Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad döneminde kapsamlı bir onarımdan geçirilmiş ve bu padişahın adıyla anılmaya başlanmıştır. Tarih boyunca çeşitli savaşlar ve doğal afetler nedeniyle zarar gören Sultan Alâeddin Camii, her restore edilişinde biraz daha küçülmüştür. İlk yapıldığında 5 bin kişilik büyük bir cemaat kapasitesine sahip olan cami, özellikle savaş dönemlerinde aldığı hasarlar neticesinde yeniden onarılmıştır. Sultan Alâeddin Camii’nin en özgün kısmı ise kündekâri yöntemiyle yapılmış olan minberidir. Minber, sağlam yapısıyla dikkat çekmekle birlikte, zaman içerisinde bazı yamulmalar ve eksiklikler oluşmuştur. Yaklaşık 840 yıllık bir geçmişe sahip olan bu minber, caminin tarihine tanıklık eden önemli bir eser olarak hala varlığını sürdürmektedir.
FETİH SIRASINDA İNŞA EDİLEN İLK CAMİ
Polatlı Postası İnternet Haber Sitesi’ne caminin tarihi ve hikayesi hakkında özel açıklamalarda bulunan cami görevlisi, caminin Ankara Kalesi’nin fethi sırasında, 1073 yılında inşa edildiğini belirtti. Caminin sütunlarının mermerden yapıldığını ve savaş dönemlerinde zarar görmeyen nadir yerlerden biri olduğunu ifade eden cami görevlisi, sütun başlıkları ve ayaklarının da mermerden olduğunu, ayrıca cami yapımında Ankara taşının kullanıldığını aktardı.
HER RESTORE EDİLDİĞİNDE BİRAZ DAHA KÜÇÜLDÜ
Cami görevlisi, caminin ilk inşa edildiği dönemde bölgedeki Müslümanların cuma namazlarını sadece bu camide kıldıklarını belirtti. Caminin avlusu ile birlikte yaklaşık beş bin kişiyi ağırlayacak kapasitede olduğunu vurgulayan görevli, Orhan Gazi döneminde caminin yeniden tadilattan geçirildiğini, ancak Timur ile Yıldırım Beyazıt arasında gerçekleşen Ankara Savaşı sırasında, Timur tarafından mancınıkla yakılıp yıkıldığını ifade etti. Caminin geçmişteki restorasyonları hakkında bilgi veren görevli şunları aktardı:
“II. Murat döneminde cami tekrar restore edilmiştir. Ancak, Osmanlı'nın son döneminde, cami bir kez daha yangın geçirmiştir. Bu kez, II. Abdülhamit tarafından cami yeniden restore edilmeye çalışılmış, ancak Abdülhamit Han tahttan indirildiği için restorasyon yarım kalmıştır. Bu dönemde caminin duvarları yeniden çekilmiş ve orijinal pencereler kaldırılmıştır. Cami küçültülmüştür çünkü Abdülhamit dönemi savaşlar ve fakirlikle geçen bir dönemdir. Halkın yardımlarıyla bu duvar inşa edilmiş ve cami ibadete açılmıştır.”
ORDUYA YARDIM EDEN ALİMİN MEZARI BURADA
Caminin giriş kısmında bulunan mezar hakkında da bilgi veren cami görevlisi, Ankara’nın fethi sırasında orduya manevi destek sağlayan, askerlere dua eden ve savaş hazırlıklarına katkıda bulunan bir alimin mezarının bu alanda yer aldığını ifade etti.