Ankara’nın tarihi semtlerinden Ulus’ta, Hacı Bayram Veli çarşısında “Yeni nesil kahvehane” olarak adlandırılan bu özel mekan, Osmanlı kahvehane kültürünü modern bir yaklaşımla yeniden canlandırıyor.
Özel konseptli kahvehaneyi 6 yıldır işleten ve geçmiş dönemlerinde aktif olarak siyasetle ilgilenen işletme sahibi Nuray Işık, hayatının temposunu yavaşlatmak ve daha farklı bir yaşam biçimi benimsemek adına bu alana yöneldiğini ifade ederek, “Siyasetten istifa ettim, biraz nefes almak istedim. Kahvehane açma kararının bilinçli bir hayalden çok, bir kırılma noktası" dedi.
"GEÇMİŞİ GELECEĞE TAŞIMAK İSTEDİM"
İşletmecilik hikâyesi oldukça ilginç bir şekilde başlayan Nuray Işık'ın aslında başlarda bir franchising anlaşması yapmayı planladığını ancak çıkan anlaşmazlıklar sonucu bu fikirden vazgeçtiğini belirterek, “Bir gece oturup düşündüm, 'Ben ne yapabilirim?' dedim kendi kendime. Kahveye ilgim vardı ama kahve işletmeciliği hakkında hiçbir bilgim yoktu. Sonra araştırmaya başladım. Kahve bizim topraklarımıza ne zaman geldi, Osmanlı’da nasıl tüketiliyordu, nasıl pişiriliyordu derken, işin kültürel boyutuna ulaştım” dedi. Araştırmalarının ardından Osmanlı’daki kahvehane kültürünü yeniden canlandırma fikriyle yola çıkan Işık, "Bugün menüde yer alan pek çok özel kahve türünü bu araştırmalar sayesinde oluşturdum. Miskli Türk kahvesi, gül sulu Türk kahvesi, Şam kahvesi gibi birçok farklı türde kahveyi servis ediyoruz. Ayrıca kahvenin yanında Osmanlı şerbetleri ve güllü lokumlar da ikram ediyoruz." şeklinde konuştu.
"KÜLTÜRLE KAHVEYİ HARMANLADIK"
Nuray Işık'ın kahvehanenin yalnızca kahve içilen bir yer olmanın çok ötesinde olduğunu dile getirerek şunları söyledi: "Burada düzenli olarak edebi ve kültürel etkinlikler gerçekleştiriliyor. Şair ve yazar buluşmaları, masal anlatımları, geleneksel musiki geceleri gibi birçok etkinlikle hem mahalle sakinlerine hem de Ankara’nın dört bir yanından gelen misafirlere farklı bir ortam sunuluyor. Aslında burayı bir proje olarak gördüm. Kültürle kahveyi harmanladık. Ankara’da sanata ulaşmak biraz zor, bu yüzden burayı bir sanat ve kültür köprüsü olarak konumlandırdım”
"İŞLETMEMİZDE KADIN DOKUNUŞLARI VAR"
Nuray Işık, tüm çalışanların kadın olduğu işletmede bu detayın mekânın ruhunu da etkilediğini söyleyerek, “Kadınların dokunuşu hissediliyor burada. Hem düzen hem samimiyet açısından özel bir ortam oluştu. Kahvehanenin işlevi yalnızca kültürel etkinlikler ve özgün kahve sunumlarıyla sınırlı değil. Aynı zamanda bir sosyalleşme alanı olarak da hizmet veriyor. Kafeyi açtıktan sonra sosyal çevremi değiştirdim, çünkü artık benim sosyal ortamım da iş yerim oldu” diyerek gün içerisinde farklı kesimlerden birçok insanla tanışmanın kendisine büyük bir zenginlik kattığını ifade etti.
Lokasyonun tarihi bir bölgede olması, mekâna farklı bir enerji kattığını düşünen Işık, “Ankara’nın ilk kurulduğu yerdeyiz. Çok önemli bir enerji hattının üzerindeyiz. Türbe ile iç içeyiz. Bu da mekâna manevi bir anlam katıyor. Aslında geçmişle günümüz arasında kurulan bir köprü gibi. Osmanlı’nın kültürel mirasını yaşatırken, günümüz insanını da bu atmosferle buluşturuyoruz. Mekân, kahvenin yalnızca içilen bir içecek olmanın ötesinde, bir yaşam biçimi, bir sosyalleşme aracı ve bir kültürel aktarım unsuru" dedi.