Ankara’daki önemli tarihi yapılardan biri olan Cenab-ı Ahmet Paşa Camii, Osmanlı mimarisinin başkentteki tek temsilcisi olarak biliniyor. Ulucanlar Caddesi üzerinde yer alan ve “Yeni Cami” olarak da bilinen yapı, yalnızca mimari özellikleriyle değil, aynı zamanda geçmişe uzanan hikayesiyle de dikkat çekiyor.
MİMAR SİNAN’IN ANKARA’DAKİ İZLERİ
Cenab-ı Ahmet Paşa Camii, Osmanlı İmparatorluğu’nun efsanevi baş mimarı Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseri olarak biliniyor. 1565 yılında yapımına başlanan cami, Kanuni Sultan Süleyman’ın Anadolu Beylerbeyi ve veziri Cenab-ı Ahmet Paşa’nın ölümünün ardından 1569 yılında tamamlandı. Mimar Sinan’ın öğrencileri tarafından inşa edilen cami, Ankara’da nadir rastlanan tek kubbeli Osmanlı camilerinden biri olmasıyla diğer camiler arasından ayrışıyor.
BUGÜNE KADAR PEK ÇOK RESTORASYON SÜRECİNDEN GEÇTİ
Caminin tamamı kesme taş kullanılarak inşa edilmiş ve bu yönüyle bölgedeki diğer camilerden farklı bir görünüme sahip. Sade bir mermer mihrap, müezzin mahfili ve minberle süslenen yapı, kubbesindeki özgün kalem işleriyle dikkat çekiyor. Ayrıca cami içerisinde Cenab-ı Ahmet Paşa Türbesi, Azimi Türbesi ve Osmanlı Mezarlığı da bulunuyor. Cenab-ı Ahmet Paşa Camii, Osmanlı döneminden Cumhuriyet yıllarına kadar birçok kez restore edilerek bugünkü haline getirildi. 1802 ve 1887 yıllarında onarım gören cami, Cumhuriyet döneminde de 1940 ile 1959-1970 yılları arasında kapsamlı bir restorasyondan geçti. Bu süreçte caminin özgün yapısının korunmasına özen gösterildi.
