Sarıçalı Dağı’nın yemyeşil örtüsü altında saklanan Kırk Kızlar Mağarası, doğanın büyüleyici güzelliği ile tarihin hüzünlü izlerini bir arada barındırıyor. Efsanelere konu olan ve mistik atmosferiyle dikkat çeken bu mağara, geçmişten günümüze uzanan trajik bir hikâyeyi içinde barındırıyor.
Efsaneye göre, savaşın gölgesinin düştüğü yıllarda, yöre halkı kızlarını düşmanlardan korumak için bu mağaraya sakladı. Ancak savaşın uzamasıyla birlikte onlara yiyecek ulaştırılamadı ve genç kızlar burada hayatlarını kaybetti. O günden sonra burası Kırk Kızlar Mağarası olarak anılmaya başlandı ve acı bir hatıranın sessiz tanığı haline geldi.
ACI HATIRANIN SESSİZ TANIĞI
Mağara, doğanın yeşil dokusu içerisinde kaybolmuş gibi görünse de tarih meraklıları, doğa gezginleri ve fotoğrafçılar için büyüleyici bir durak olmayı sürdürüyor. Ziyaretçiler, mağaranın mistik atmosferinde geçmişin izlerini hissederken, bölgenin eşsiz doğasında huzur bulabiliyor.
Kırk Kızlar Mağarası’na ulaşanlar, sadece bir mağara ile değil, Sarıçalı Dağı’nın fındık ormanları, anıt ardıç ağaçları ve Ezan Kayası gibi doğa harikalarıyla da buluşuyor. Mağaranın hemen yakınında yer alan Tek-Çift Dilek Kuyusu, ziyaretçilerin dilek tutup taş atarak umutlarını tazelediği özel noktalardan biri olarak biliniyor.
Bu hüzünlü ama büyüleyici mağara, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği nadir yerlerden biri olarak keşfedilmeyi bekliyor.
