Ankara, Türkiye'nin başkenti olarak bilinir ve genellikle modern şehir hayatıyla ilişkilendirilir. Ancak Ankara'nın tarihini keşfetmeyi bekleyen birbirinden güzel köyler var.  Ankara'nın bu gizli mücevherlerini keşfetmeye hazır olun.

Mutlaka Gezmeniz Gereken Ankara Köyleri | Ankara'nın En İyi 5 Köyü

Altınköy

Altınköy Açık Hava Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir açık hava müzesidir. Bu, bu konu hakkında bilmeniz gereken her şeye dikkat etmeniz gerektiği, 21. yılda ve eski zamanlarda sorunların yaşanacağı ve bunların bedelini Altındağ Belediyesi'nin yaptırdığı bu müzede ödemek zorunda kalacağınız anlamına geliyor. geniş bir alanda; 1930'lu ve 1950'li yılların tarihi köy mimarisi, gelenekleri ve kültüründen örnekler içermektedir.

Altınköy Açık Hava Müzesi 500 hektarlık arazi üzerinde yer alıyor. Köy kahvesi, müdür odası, gözde meydanları, bahçeleri ve geleneksel Türk tarzı köy evleriyle köy yaşamını tam anlamıyla yansıtacak şekilde dekore edilmiştir. Madeni para; Sadece görsel olarak değil, köy içindeki etkinliklerle öğretilen ve aktarılan bir işlevin yerini alıyor. Doğal ve organik satışların da yapıldığı köyde, bu düzeydeki üretim ve üretim aşaması da gözle görülür şekilde uygulanıyor. Köy camisi, asma köprü, okul, bakkal, değirmen, evler ve sokaklar köydeki diğer yapılardır.

Altınköy Giriş Ücreti?

Altındağ Belediyesi açık hava müzesini çok uygun fiyatlara gezmenize olanak sağlıyor. Ücret öğrenciler için 10 lira, öğrenci olmayanlar için ise sadece 20 lira. Jeton kartı geçersiz. Giriş yaptıktan sonra köy kahvesi, cami gibi açık hava müzelerine ücretsiz giriş imkanınız bulunmaktadır.

Altınköy Ziyaret Saatleri?

Altınköy'de müzesi gibi bazı günlerde kapalıdır. Haftanın geri kalanında ziyaretçilerini ağırlıyor. Kızların gösterisi sabah 10.00'da başlıyor ve akşam 21.00'de bitiyor.

Beypazarı Köyleri

Osmanlı Devleti'nin toprak rejimi ve askeri sisteminin Timarlı-Sipahi merkezlerinden biri olan Beypazarı, Sipahi beyinlerinin yoğunluğu ve bölgedeki ticari ve ekonomik hayattan dolayı Beğ Çarşısı adını almıştır.

Beypazarı, Roma döneminde İstanbul, Ankara ve Bağdat'ı birbirine bağlayan önemli tarihi yolların üzerinde yer alıyordu. Bilinen ilk adı "kayalık tepeler ülkesi" anlamına gelen Lagania[1] idi ve Bizans İmparatorluğu'nun piskoposluk merkeziydi. KADIN. 491-518 yılları arasında hüküm süren Doğu Roma (Bizans) İmparatoru Anastasios'un ziyareti sonrasında şehrin adı Lagania – Anastasiopolis (Anastasios'un şehri) olarak değiştirilmiştir.

Beypazarı'na Ulaşım

Ankara'ya 98 km. Daha uzaktaki Beypazarı'na karayolunu tercih ederseniz Ankara üzerinden de gidebilirsiniz. Ankara'da AŞTİ Otobüs Terminali'nden (PERON-109) saat başı, Akköprü'de Ankamall Alışveriş Merkezi'nden ise yarım saatte bir kalkan otobüs ve minibüslerle ilçeye ulaşabilirsiniz.

Kendi araçlarıyla yolculuk yapmak isteyenler Ankara-İstanbul yolu üzerinden Sincan-Yenikent yoluna devam etmeli ve Yenikent istikametinden Ayaş-Beypazarı yoluna gitmelidir. İstanbul'a 320 km. Uzak ilçeye İstanbul'dan karayoluyla ulaşmak çok zor değil. TEM Otoyolu üzerinden devam edip Adapazarı'nda Akyazı çıkışına girerseniz göreceğiniz Ankara tabelaları yardımıyla Beypazarı'na ulaşmak oldukça kolaydır. Karayolu yapısı düzgün ve seyahate uygundur. Ankara-Beypazarı yolu hizmete açıldı.

Beypazarı Tarihi?

Beypazarı bölgesi birçok eski uygarlığa ev sahipliği yapmaktadır. İlk yerleşim belirtileri hakkında net bir bilgi bulunmamakla birlikte yerleşim olarak kullanımının çok eskilere dayandığını kanıtlayan buluntular bulunmaktadır. Ancak bu nedenle Beypazarı bölgelerinin tarihinde farklı dönemlerden geçmiş, farklı kültürlerin izlerini bırakıyoruz. Evliya Çelebi'nin seyahat adında bahsettiği Beypazarı'nın tarihi önemi bu değişimlerle daha da güçlenmiştir.

Bu durum Beypazarı'ndaki yerler için de geçerli olup sırasıyla Hititler, Frigler, Galatlar, Romalılar, Bizans, Anadolu Selçukluları ve Osmanlıların hakim olduğu bilinmektedir.

Selçuklular döneminde Beypazarı, İstanbul-Bağdat yolu üzerinde önemli bir ticaret merkezi haline geldi. Orhan Bey'in Ankara'yı fethinden sonra Beypazarı Hüdavendigâr (Bursa) Sancağı'na bağlanarak Osmanlı egemenliğine girdi.

Türkiye’de ilk kez düzenlenen 'İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı' başkentte başladı Türkiye’de ilk kez düzenlenen 'İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı' başkentte başladı

Roma döneminde “Lagania” ve çevresi bu bölgenin piskoposluk merkezi olmuştur. İmparator Anastasius'un (MS 491-518) ziyareti ile “Kaya Zirvesi” “Lagania Anastasiapolis” olarak değiştirilmiştir. İstanbul, Ankara ve Bağdat arasındaki bağlantı yollarının üzerinde bulunması nedeniyle ekonomik açıdan parlak dönemler yaşadı.

Beypazarı aynı zamanda Türkmen Anadolu'daki hakim varlığıyla Türkmen aşiretlerine de ev sahipliği yaptı. Bu boyların en önemlisi Kayı boyudur. Selçuklu Sultanlığı onlara bir vatan gösterdi ve Gazi Gündüzalp ilk olarak Ankara yakınlarına yerleşti. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in dedesi Gazi Gündüzalp'in türbesi Beypazarı'nın Hırkatepe Köyü'nde bulunmaktadır.

Akyurt Köyleri

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü'nün Akyurt ve çevresinde yaptığı kazı ve araştırma bulgularından bölgenin Hitit döneminden bu yana yerleşim gördüğü anlaşılmaktadır. Akyurt İlçesi ve hastalığın Eski Tunç Çağı'ndan 14. yüzyıla kadar yayılmasındaki temel faktörler Ankara iline yakınlık ve İpek Yolu'nun kilometre taşlarından biri olan anlaşmanın imzalandığı tarihtir.

İki büyük Türk hükümdarı Timur ile Yıldırım Beyazıt arasında 1402 yılında Ankara Savaşı bu bölgede (Çubuk-Abat Ovası) yapılmıştır. Tarihi 13. yüzyıla kadar uzanan ilçe, 1990 yılına kadar Çubuk İlçesi'nin beldesiydi. İlçenin toplum örgütü 1971 yılında kuruldu. Son olarak 20 Mayıs 1990 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 20523 sayılı 3644 sayılı Kanun ile Çubuk İlçesi'ne bağlı 15, Kalecik İlçesi'ne bağlı 5 köy Akyurt'a bağlanarak ilçe olmuştur. Akyurt ilçesinin eski adı Ravh'tır. Bu ismin Yunancadan geldiği ve aynı zamanda bir anlam taşıdığı tahmin edilmektedir. İlçenin adı 1961 yılında Akyurt olarak değiştirilmiştir. İlçeye bağlı Balıkhisar Köyü'ne 1 kilometre uzaklıkta, 15 metre uzaklıkta, 200 x 300 metrelik alanda, M.Ö. 3000 yılından beri varlığını sürdüren büyük bir Eski Tunç Çağı höyüğü bulundu. yaşanmaktadır.

Bu bölge Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından birinci derece sit alanı ilan edildi. Anadolu Medeniyetleri Müzesi arkeologları tarafından 21-23 Eylül 1987 tarihlerinde Elecik Köyü Kızıleşik mevkiinde yapılan tümülüs kazısında mezar odası koku kalıpları, küpeler ve bazı takılar ortaya çıkarıldı.

Güdül Köyleri

Bu hikayeleri anlatan köylerden biri de Güdül köyüdür. Güdül köyleri doğal güzellikleri ve peyzajıyla büyülemektedir. Doğanın ortasında yer alan bu köyler, yürüyüş yapmak ve temiz havanın tadını çıkarmak isteyenler için iyi bir seçim. Güdül'ün köyleri tatile çıkıp güzel vakit geçirmek için doğru adres. Ankara'ya gelip Güdül'e gitmek mümkün değil.

Ankara'ya gelen herkesin mutlaka bu köyleri ziyaret etmeyi unutmaması gerekir.

Ayaş Köyleri

Ankara'nın tarihi atmosferini yaşamak istiyorsanız Ayaş'ın taş evlerini mutlaka ziyaret etmelisiniz. Ayaş'ın mimari örneği kendine has bir şekilde etkilemeye devam ediyor. Ayaş'ın köyleri yerli ve yabancı halkın ilgisini çekiyor. Ayaş sanatıyla da öne çıkıyor. Ayaş'ın köylerini mutlaka ziyaret edin.

HABER: ÖMER YILDIZCI

Editör: ÖMER YILDIZCI